Türkiye yakın siyasi tarihine damga vuran bazı kavramlar, yalnızca bir dönemi değil, toplumun hafızasında yer eden travmaları da ifade eder. "Beyaz Toros" bunlardan biridir. Basit bir otomobil markası olmasına rağmen, 1990'lı yıllarda yaşanan faili meçhul cinayetler, gözaltında kayıplar ve derin devlet tartışmaları nedeniyle, bu kelime artık bir güvenlik politikası ve siyasi yaklaşımın simgesi haline gelmiştir.
1990'lı yıllarda Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde yaşanan yoğun terör olayları ve olağanüstü hal uygulamaları sırasında, sivil plakalı "beyaz Renault Toros" marka araçların sıkça kullanıldığı iddia edildi. Bu araçlarla bazı insanların gözaltına alındığı, kimliksiz kişilerce kaçırıldığı ve çoğunun geri dönmediği öne sürüldü. Bu nedenle, toplumda "Beyaz Toros" yalnızca bir otomobil değil; faili meçhul cinayetlerin, kayıpların ve devletin sert güvenlikçi yüzünün sembolü olarak hafızalara kazındı.
"Beyaz Toros" kavramının siyasi karşılığı, otoriter yöntemleri ve hukuk dışı uygulamaları işaret eder. Bu terim, devletin sert ve hesap sorulmayan güvenlik politikalarının bir metaforu olarak kullanılır. Siyasi söylemlerde "Beyaz Toros" dendiğinde; şeffaflıktan uzak, hesap verilebilirlikten yoksun ve vatandaşta korku uyandıran devlet pratikleri akla gelir. Özellikle muhalif çevreler bu ifadeyi, demokratikleşmenin önündeki engelleri ve geçmişte yaşanan hak ihlallerini hatırlatmak için kullanır.
Türkiye'de "Beyaz Toros" denildiğinde insanların zihninde ilk olarak faili meçhul cinayetler, köy boşaltmaları, kayıplar ve güvenlik güçlerinin gölge operasyonları canlanır. Bu durum, kavramın yalnızca bir araca değil, bir dönemin karanlık yüzüne işaret ettiğini göstermektedir. Toplumun bir kesimi bu aracı "devlet otoritesinin sertliği" ile özdeşleştirirken, başka bir kesim için ise "hukuksuzluk ve korku"nun simgesidir.
Son yıllarda "Beyaz Toros" kavramı, siyasi tartışmalarda yeniden gündeme gelmiştir. Özellikle bazı siyasetçilerin açıklamalarında, geçmişin hatırlatılması amacıyla sıkça kullanıldığı görülmektedir. Günümüz siyaseti açısından bu kavram, demokratik değerlerin korunması ve geçmişte yapılan hataların tekrarlanmaması gerektiğini vurgulayan bir sembol haline gelmiştir.
"Beyaz Toros", yalnızca bir otomobil markası olmanın ötesinde, Türkiye'nin yakın geçmişinde yaşanan karanlık olayların sembolüdür. Siyasi karşılığı, otoriter ve hesap sorulmayan devlet uygulamalarıdır. Bu nedenle günümüzde hala sıkça anılmakta, geçmişteki tecrübelerden ders çıkarılması gerektiğini hatırlatan bir uyarı niteliği taşımaktadır.
Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) önünde, 1990'lı yıllarda yaşanan faili meçhul olayların simgesi haline gelmiş "beyaz Toros" marka araçla ilgili provokatif bir eylem gerçekleşti. Komisyon toplantısı öncesinde meydana gelen olay, hem güvenlik güçlerini hem de Meclis çevresinde bulunan vatandaşları alarma geçirdi.
TBMM'nin Çankaya kapısına yakın bir noktada gerçekleşen protestoda, beyaz Toros marka bir araç ateşe verildi. Olayın ardından güvenlik güçleri hızlı müdahale ederek, eyleme karıştığı tespit edilen bir kişiyi gözaltına aldı. Yetkililer, olayın failinin kısa süre içinde adli makamlara sevk edileceğini açıkladı.