Belçika'nın KU Leuven Üniversitesinde İslam felsefesi konulu konferans yapıldı

ABONE OL

- İslam Tarih, Sanat ve Kültür Araştırma Merkezi (IRCICA) Genel Direktörü Prof. Dr. Mahmut Erol Kılıç, Yunus Emre'nin şiirlerinden kesitler paylaşarak felsefesini anlattı

elçika’daki Katolik Leuven Üniversitesinde (KU Leuven) Türkiye’nin Brüksel Büyükelçiliği ve Yunus Emre Enstitüsü'nün (YEE) iş birliğiyle Yunus Emre: Sufizm, İslam Felsefesi ve Batı'ya Yansımaları başlıklı konferans düzenlendi.

Brüksel Büyükelçiliği, YEE, KU Leuven ve KU Leuven bünyesindeki İslam ve Toplum Çalışmaları Merkezi (LCSICS) ile Metinlerin İletimi Çalışması, Antik Çağda Fikirler, İmgeler, Orta Çağ ve Rönesans Enstitüsü'nün (LECTIO) ortaklığıyla düzenlenen etkinliğin açılışında Brüksel Büyükelçisi Bekir Uysal konuşma yaptı.

Uysal, 2023'ün Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunun 100'üncü yılı olmasının yanı sıra Belçika ile ilişkilerin kurulmasının 185'inci yılı, 2024'ün ise Belçika'ya Türk göçünün 60'ıncı yılı olacağına dikkati çekerek, bu dönüm noktalarına yaklaşırken bu tür akademik ve kültürel konferansların önemli rol oynadığını vurguladı.

Yunus Emre'nin felsefesine değinen Uysal, yaklaşımının dil, din, ırk ayrımı yapmadan tüm insanlığı kapsadığını; şiirlerinin doğa sevgisi, tolerans ve barış gibi değerleri tema aldığını ifade etti.

Uysal, Yunus Emre'nin kullandığı bütünsel, kapsayıcı ve basit dil ile çokluk içinde birlik felsefesini işlediğini aktardı.

- Türkiye ile yakın iş birliği

KU Leuven Rektörü Prof. Dr. Luc Sels, üniversitesinin Türkiye ile uzun yıllara dayanan yakın bağları olduğunu, halihazırda Türkiye'deki üniversiteler ile 13 aktif iş birliği anlaşması bulunduğunu belirtti.

Sels, başta Uysal olmak üzere birbiri ardına gelen Türk Büyükelçilerin bu iş birliğine yaptığı katkıya teşekkür etti.

KU Leuven Uluslararası Politika ve Kültürlerarasılık Bölümü Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Peter Lievens, Türkiye ile çok sayıda akademik etkileşimin olduğuna ve bunların desteklenerek sayısının artırılması gerektiğine işaret etti.

Belçika’da yaşayan genç Türk müzisyenlerden Simay Aydın’ın flüt dinletisinin ardından Prof. Dr. Koert Debeuf’un moderatörlüğündeki konferansın ilk bölümüne geçildi.

Debeuf, Avrupa karanlık çağlarındayken İslam dünyasının, bilim ve kültür açısından zirvede olduğunu ve Avrupa felsefesinin oluşumunda kurucu bir rolü olduğunu vurguladı.

Bu tarihi gerçekliğin göz ardı edildiğine dikkati çeken Debeuf, son dönemde yavaş yavaş yeniden değer kazanmaya başladığını söyledi.

- Prof. Dr. Kılıç, Yunus Emre'nin felsefesini anlattı

İslam Tarih, Sanat ve Kültür Araştırma Merkezi (IRCICA) Genel Direktörü Prof. Dr. Mahmut Erol Kılıç, Yunus Emre’nin şiirlerinden kesitler paylaşarak felsefesiyle ilgili bilgiler verdi.

Kılıç, Yunus Emre’nin ilahi birlik perspektifine sahip olduğunu, mesajlarının her din ve inanca hitap edecek biçimde, evrensel nitelik taşıdığını anlattı.

Yunus Emre’nin her varlıkta gördüğü hakikati, Türk dilini kullanarak aktardığını belirten Kılıç, yaratılanı Yaratan’dan ötürü sevmek, “ölmeden ölmek” gibi kavramların anlamlarını paylaştı.

KU Leuven’den Prof. Dr. Arjan Post da sufizmdeki çeşitlilikle ilgili yaptığı sunumunda coğrafi faktörün önemine değindi.

Sufizmin Imad al Din Ahmad al Wasiti’nin mensubu olduğu ekolünü anlatan Post, al Wasiti’nin doğduğu Irak’tan Ibn Tamiyya’nın öğrencisi olduğu Suriye’ye yolculuğuyla ilgili bilgiler verdi.

Konferansın ikinci bölümünde Prof. Dr. Jeroen Poblome, Yunus Emre döneminde Anadolu’nun arkeolojisi ile ilgili yaptığı sunumda 1096-1204'te gerçekleşen Haçlı Seferlerinin Batı ile Doğu arasında bir etkileşim oluşturduğunu söyledi.

Tarihin savaşlardan ibaret sayılmaması gerektiğini belirten Pobleme, Anadolu'daki medeniyetin yüzyıllar boyunca sükunetlerini koruyarak varlıklarını sürdüren topluluklar sayesinde ilerlemeye devam ettiğini dile getirdi.

Prof. Dr. Raf van Rooy da 1517'de Leuven'de Hollandalı filozof Erasmus tarafından kurulan Collegium Trilingue isimli okul ve onun ilk öğrencilerinden Nicolaus Clenardus'un Arapça ve Kuran üzerine çalışmalarıyla ilgili sunum yaptı.

Van Rooy, Müslüman olduğu düşünülen Clenardus'un İslam ile Hristiyanlık arasında kültürlerarası barışçıl diyalogun öncülerinden olduğunu kaydetti.