Bekir Bozdağ: Sağlık çalışanlarına yönelik şiddet vicdanları sızlatıyor
Adalet Bakanı, sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin vicdanları sızlattığını vurgulayarak, 'Bir adam çok sevdiği evladına elleriyle şifa dağıtacak bunun için 'biraz müsaade et şunu bir muayene edeyim' diyen hekime, sağlık personeline nasıl öfkelenir, şiddet uygular? Ben bunu anlamakta gerçekten zorlanıyorum. Benim mantığım da almıyor vicdanım da almıyor' ifadesini kullandı.
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ: Tazminat davaları karşısında hekimlerimizin, diş hekimlerimizin ve sağlık çalışanlarını korumanın çift yönlü bir faydası olduğuna inanıyorum. Bir taraftan da vatandaşımızı koruyacağız bu yolla. Öbür taraftan da hekimlerimizin standardını yükseltme ve onların cesur kararlar alarak vatandaşımızın şifasını hızlandırma yolunda hızlı adımlar atmasını sağlayacağız. Eğer bir hekim verdiği bir kararda muayene sırasında teşhis sırasında, tedavi sırasında verdiği bir kararda hataya düşerse veya herhangi bir nedenle eksiklik olur karşısında da milyonlarca Tl’lik tazminatlara muhatap olduğunu düşünürse o kararları vermekte çekingen davranır. Hatta TUS sınavına girerken meslekleri tercihlerde bile tercih edenler pratisyen hekimlerimiz tazminat risklerini göze alarak riski daha az olan alanları tercihe yönelebilirler ki şuanda da öyle bir risk zannedersem var. Bu korku ve baskı altında hekimlerimiz bizim sağlığımız için istenilen adımları cesurca atabilir mi? Bazıları belki bu gelen tazminat davalarına karşı tedbiri yanlış değerlendirebilirler. Biz bir yandan hekimlerimizi, diş hekimlerimizi, sağlık çalışanlarımızın hakkını, hukukunu koruyacağız öte yandan da bu yolla vatandaşlarımızın yakalandığı dertten hastalıktan hızlıca kurtulmasının yolunu açacağız.
"KURUL KARARLARI HEKİMLER İÇİN GÜVENCEDİR"
Hem vatandaşımıza hizmeti, hem de hekim ve sağlık çalışanlarımıza hizmeti bunla güvence altına aldığımızı düşünüyorum. O nedenle bu adımın tarihi bir adım olduğuna yürekten inandığımı buradan ifade etmek isterim. Tabi bu kanunla ilgili sağlık bakanlığının meclisteki sağlık komisyonumuza, adalet komisyonumuza yardımcı olsun diye mutfakta yaptığı destek çalışmalarında elbette bütün bunlar gözetiliyor. Tıbbın gereklerine aykırı davrandığı kasten aykırı davrandığı sabit olmadıkça tazminata konu olmayacaktır. Bununla ilgilide zaten kurullar var. Onlar karar verecektir. İçtihatta hata edebilir hepimiz yaparız. Ama bile bile tıbbın gereklerine aykırı olduğunu bile bile davrandığı takdirde bu da yargı kararı ile sabit olduğu takdirde ancak tazminata konu olabilecek. Onunda rücusu mesleki sorumluluk kurulu yanılmıyorsam öyle bir kurul karar verecektir. O kurulun kararı ile rücu edip etmeme sağlanacaktır. Bu büyük bir güvencedir. İnşallah bu güvence hekimlerimiz için hayırlı olur, vatandaşlarımız için de hayırlı olur diye temenni ediyorum.
"SEN SAĞLIK PERSONELİNE ŞİDDET UYGULARSAN KİM ŞİFA DAĞITACAK?"
Hepimiz hastaneye ya kendi sağlımız için ya eşimizin, çocuklarımızın, anamızın, babamızın, akrabalarımızın, sevdiklerimizin, komşularımızın, dostlarımızın acısı dinsin diye gideriz. Ben şunu gerçekten anlamakta zorlanıyorum. Hastaneye iyi olsun diye yavrusunu götürmüş canı yanan bir adam çok sevdiği evladına elleriyle şifa dağıtacak bunun için biraz müsaade et şunu bir muayene edeyim diyen hekime orada ki ona yardımcı olan sağlık personeline nasıl öfkelenir onun üzerine hücum eder ona şiddet tatbik eder ben bunu anlamakta gerçekten zorlanıyorum. Benim mantığım da almıyor vicdanım da almıyor. Yani benim ciğer paremi hayata tutturmak için uğraşıyor hekim, öbür yandan baba veya akrabalardan biri öfkeleniyor ondan sonra hücum ediyor. Senin evladına sen onun elini kırarsan sen ona şiddet uygularsan kim şifa verecek. Bunu anlamakta zorlanıyoruz. Onun için buradan hakim ve savcılarımıza da büyük görevler düştüğünü ifade etmek isterim. Zira bu kanunları biz ne yazarsak yazalım sonuçta kanun uygulayıcının kararına kalıyor.