Basit yargılama usulünün bütün detayları, duruşma yapılmadan karar verilecek
Adalet Bakanlığı, yargıda süreci hızlandırmak için bazı suçlara özel 'basit yargılama usulü' uygulamasına geçmişti. Basit yargılama usulü uygulanırken uygulanması gereken kurallar ve dikkat edilmesi gereken hususların hepsini sizler için inceledik.
Basit usulde yargılama yapılırken “sanık” olan kişinin süreci iyi takip etmesi gerekir. Mahkeme’nin tanımış olduğu süreler içerisinde gerekli adımlar atılmaz ise mahkemenin karar verme yetkisi bulunmaktadır. Basit yargılama usulüne ilişkin olarak üzerine suç isnat edilen kişinin, mahkemenin verdiği süreleri kaçırmaması en önemli kural olarak görülmektedir.
BASİT YARGILAMA USULÜ NASIL YAPILIYOR?
Mahkeme tarafından iddianame kabul edilerek sanık sıfatı ile kayıt yapılıyor. 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun (CMK) 251. maddesinin uygulanması kapsamında yapılan ihtar, iddianame ile birlikte Tebligat Kanunu hükümlerine göre sanığa tebliğ edilmektedir.
CMK'nın 251/1 madde ve fıkrasına göre atılı suç ile ilgili basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilip, duruşma yapılmaksızın hüküm kurulabilecektir.
Öncelikle açık kimliğinize ve adresinize ilişkin bir yanlışlık olması durumunda mahkemeye bildirilmesi ayrıca eğitim durumunuz, mesleğiniz ve aylık ortalama gelirinizi bildirmeyi de unutmamalısınız.
Sizlere tebliğ edilen iddianamede yer alan suçlama dayanağını oluşturan deliller ile hukuki nitelendirilme iddianamede genellikle belirtiliyor. Yüklenen suç ile ilgili açıklamada bulunmanız kanuni hakkınızdır. CMK'nın 147. maddesine göre müdafii seçme ve onun yardımından yararlanma hakkınız vardır. Bir avukatınız var ise en kısa zamanda bildirmeniz halinde kendisine bu iddianame ve dava ihbar edilecektir. Müdafii seçmeye maddi olarak durumunuz yok ise ve bir müdafii yardımından faydalanmak istiyorsanız “Baro” tarafından müdafii görevlendirilmesini talep edebilirsiniz.
Size yöneltilen suç ile ilgili açıklamada bulunmamak (susma hakkını kullanmak) kanuni hakkınızdır. Fakat kimliğinize ilişkin soruları doğru cevaplamakla yükümlü olduğunuz ve CMK'nın 106/2 maddesi gereğince kovuşturmanın sona erdirileceği tarihe kadar yeniden beyanda bulunmak suretiyle ve iadeli taahhütlü mektupla daha önce adli kurumlara bildirilen adreste bir değişiklik olması halinde bu değişiklikleri dosyaya bildirmeniz, bu ihtara uygun hareket etmediğiniz takdirde daha önce adli kurumlara bildirdiğiniz adrese tebligat yapılacaktır.
Bu ihtar size tebliğ edildikten sonra, 15 gün içerisinde yargılamanın yapılacağı mahkemenin bulunduğu adliyede bulunan ön büro aracılığı ile veya il dışında ikamet ediyorsanız en yakın adliye nöbetçi Asliye Ceza Mahkemesine beyan ve savunmalarınız ile delillerinizi içeren dilekçenizi detaylı olarak aşağıda belirtilen hususlara verilecek cevaplarınız ile birlikte mahkememize göndermeniz gerekmektedir.
DİLEKÇEDE YER ALMASI GEREKEN ÖNEMLİ HUSUSLAR NELER?
1- Üzerinize atılı suç ile ilgili savunmalarınız ve beyanlarınız ile varsa bütün delilleriniz,
2- Mağdurun zararını karşılayıp karşılamadığınız, karşılamış iseniz buna ilişkin belgelerin dilekçe ile birlikte sunulması,
3- Cezai ehliyetinizi etkileyecek hastalığınızın olup olmadığı, var ise hastalığınıza ilişkin raporun dilekçeye eklenmesi,
4- Tarafınıza vasi atanmış ise buna ilişkin vasi kararının bir örneğinin dilekçeye eklenmesi,
5- HAKKINIZDA MAHKUMİYETİNİZE KARAR VERİLMESİ HALİNDE 5237 SAYILI TCK'NIN 43. MADDE VE 58. MADDELERİNİN UYGULANMA İHTİMALİNE BİNAEN 5271 SAYILI CMK'NIN 226. MADDESİ GEREĞİNCE BU KONUDAKİ EK SAVUNMANIZI DA YAPMANIZ,
(Davaya ilişkin olarak belge ve delillerin okunaklı ve detaylı olarak gönderilmesi lehe olacaktır)
Yukarıda belirtilen hususlarda size verilen süre içerisinde yazılı olarak mahkemeye bildirimde bulunulması, bulunulmadığı takdirde susma hakkınızı kullandığınız yargılamayı yapan mahkeme tarafından kabul edilecektir. (adalet.tv / özel haber)
Beyan ve savunma için verilen süre dolduktan sonra mahkeme tarafından duruşma yapılmaksızın 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 61. maddesi dikkate alınarak hakkınızda yargılamayı yapan mahkeme tarafından hüküm kurulacaktır.
Üzerinize atılı suçun sûbutu halinde MAHKUMİYET KARARI VERİLDİĞİ TAKDİRDE BASİT YARGILAMA USULÜ UYGULANMIŞ OLMASI NEDENİYLE SONUÇ CEZA CMK'NIN 251/3 FIKRASI GEREĞİ 1/4 ORANINDA İNDİRİLECEKTİR. (Lehe bir durum)
Yargılamayı yapan mahkeme tarafından koşulları oluştuğu takdirde açıkça itiraz etmemeniz halinde CMK'nın 231. maddesi uyarınca hakkınızda hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilebilecektir. Bu kararın verilebilmesi için mağdurun suçtan doğan doğrudan maddi bir zararı varsa bu zararın giderilmiş olması gerekir.
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması karar verilmesi durumunda verilen hüküm hakkınızda sonuç doğurmayacaktır. Kararın kesinleşme tarihinden itibaren 5 yıl içerisinde kasıtlı herhangi bir suç işlememeniz durumunda Mahkeme tarafından verilen hüküm hakkınızda sonuç doğurmayacak ve davanın düşmesine karar verilecektir. Ancak 5 yıllık denetim süresi içerisinde kasıtlı herhangi bir suç işlemeniz durumunda verilen hüküm açıklanacaktır.
Üzerinize atılı suçun sûbutu halinde ve koşulları oluşması halinde hakkınızda kısa süreli hapis cezası (1 yıl ve daha az süreli hapis cezası) verilmesi durumunda TCK'nın 50. maddesi gereğince verilen hapis cezası adli para cezasına ya da seçenek yaptırımlara ve savunma dilekçenizde gönüllü olduğunuzu belirtmiş olmanız koşuluyla mahkum olunan cezanın yarısından bir katına kadar süreyle kamuya yararlı bir işte çalıştırılmaya çevrilebilecektir.
Mahkeme tarafından koşulları oluştuğu takdirde TCK'nın 51. maddesi gereğince verilen 2 yıl ve daha az süreli hapis cezası ertelenebilecektir.
Yukarıdaki bilgilerden anlaşılacağı üzere, Basit yargılama usulü duruşma olmaksızın göndereceğiniz bilgi ve belgelere istinaden yapılıp, hızlı bir şekilde karar verilecektir. Burada önemli olan elinizdeki bilgi ve belgeleri zamanında ve detaylı bir şekilde yargılamayı yapan mahkemeye ulaştırmak olacaktır.
adalet.tv / özel haber