Bakan Kirişci: "Türkiye Yüzyılı'nda da tarım ve orman ana ekseni oluşturacak"
- "Yeni teknolojiler olmuş olsa da suyu temel faktör olarak dikkate alıp, ona göre üretimle ilgili planlamaları yapmamız gerekiyor"
Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci, dünyanın tarım ve orman sektörüne dikkat kesilmesi ve üzerinde hassasiyetle durması gerektiğini belirterek, Türkiye Yüzyılı'nda da tarım ve orman ana ekseni oluşturacak. dedi.
Kirişci, Beypazarı Belediyesini, belediyenin Örnek Meyve Bahçesi, Tohum Eleme Tesisi ve Sera Kompleksi'ni ziyaret etti, yetkililerden bilgi aldı.
Daha sonra çiftçilerle buluşan Kirişci, buluşmadan duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
Kirişci, Bakanlık olarak 31 ilde sektör temsilcileriyle bir arada olduklarını, bu buluşmaların Bakanlık için de faydaları bulunduğunu söyledi.
Bütün paydaşların bir arada olmasının konuların değerlendirmesi açısından önem arz ettiğini vurgulayan Kirişci, şu ifadeleri kullandı:
Tarım ve orman sektörüne dünyanın dikkat kesilmesi ve üzerinde hassasiyetle durması gerekiyor. Cumhuriyetimizin 100 yılını 29 Ekim itibarıyla geride bırakacağız. Türkiye Yüzyılı son 20 yılda Türkiye'nin katettiklerinden hareketle bundan sonraki yüzyılda ne yapabileceğini ve bunu nasıl yapabileceğinin işaretlerini bize gösteren bir süreç olacak. Türkiye Yüzyılı'nda da tarım ve orman ana ekseni oluşturacak. Tarımı susuz asla düşünemeyiz. Yeni teknolojiler olmuş olsa da suyu temel faktör olarak dikkate alıp, ona göre üretimle ilgili planlamaları yapmamız gerekiyor.
Kirişci, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan'ın himayelerinde, suda sıfır kayıp mottosuyla su verimliliği seferberliğini başlattıklarını anımsatarak, bu konuda ülke olarak her bireyin olduğu gibi sektörlerin de yapması gerekenler olduğunu belirtti.
- Kayıp kaçak kabul edilebilir bir şey değil
Türkiye'de, yılda 58 milyar metreküp su kullanıldığını bildiren Kirişci, şöyle konuştu:
112 milyar metreküp suyumuz var. Bunun yüzde 77'sini ve aslan payını tarımsal sulamalar oluşturuyor. Tarımsal sulamalarda suyun verimli kullanımı ve bununla birlikte suya göre tarımı çok önemsiyoruz. Bunu göz ardı ettiğimiz bir tarımı asla hiçbir kardeşimizin düşünmemesi gerekiyor. Buralarda da bizim kendi takvimlendirmelerimiz çerçevesinde, sulamada ve içme suyunda verimlilik konusunda adımlar atmamız gerekecek. İkinci sırada içme ve kullanma suyumuz geliyor. Burada da oran yüzde 12'ler mertebesinde. Burada da katetmemiz gereken yol olduğunu görüyoruz. Büyükşehirlerimiz başta olmak üzere tüm şehirlerimizde ortalaması yüzde 33,5 olan kayıp kaçak oranını daha aşağılara çekilmesi gelişmiş ülke statüsü olarak ortaya konuluyor. Kayıp kaçak kabul edilebilir bir şey değil. Buna ilişkin her belediyenin alması gereken tedbirler var.
Kirişci, yüzde 33,5 olan kayıp kaçağın yüzde 25'e indirilmesi hedefini koyduklarını ifade ederek, bunun daha da aşağıya çekilmesi gerektiğini belirtti.
Endüstriyel alanda da yüzde 10 su kullanımı olduğunu anlatan Kirişci, sözlerini şöyle sürdürdü:
Burada da endüstriyel üretimde yoğun su tüketen veya kullanılan kimyasallardan dolayı temiz su kaynaklarını kirleten uygulamalar yerine bunların teknolojisini geliştireceğiz veya daha doğru sanayide üretimle ilgili kendimize yeni bir alan tanımlayacağız. Hepimizin suda alabileceği basit tedbirlerle, bireyler olarak kullandığımız sulara dikkat etmemiz gerekiyor. Kendi, kültürümüzde de 'akan bir nehirde abdest alıyor olsanız bile israf etmeyiniz' hadis-i şerifine uygun bir yaşantımızın da olması gerekir. Yerel yönetimler olarak kendi projelerimizde, gri su olarak adlandırdığımız suyun yeniden kullanılabilmesine ve kazanımına önem verelim. Bizim partiler olarak bu konuyu bütün kardeşlerimize anlatmamız ve bir ders gibi okutuyor olmamız lazım. Bu konuda bir yerden başlamamız lazım. Bireyler olarak, varken tasarruf edelim, olmayan bir şeyi tasarruf edemeyiz.
Türkiye'nin ürettiğini ve ürettikleriyle artan nüfusu, ülkeye 'güvenli limandır deyip' sığınanları doyurduğunu ifade eden Kirişci, 52 milyon turist geliyor. Onlara ikramımız oluyor. Onlar için dışardan yemek siparişi vermiyoruz. Ülkenin ürettiklerinden ikramda bulunuyoruz. Böyle üreten bir ülkeyiz. diye konuştu.
- Altılı masanın Ortak Politikalar Mutabakat Metni
Altılı masanın Ortak Politikalar Mutabakat Metnine ilişkin de konuşan Bakan Kirişci, şu değerlendirmede bulundu:
Bizi ilgilendiren kısmı 229 başlıktan oluşuyor. Şöyle bir baktık, acaba bizim görmediğimiz, bilmediğimiz bir şey var mı? diye. Tabii diğer bölümlerde de ben benzer şeyler olabileceğini tahmin edebiliyorum. Bir özensizlik en üst noktada. Her şeyden önce bizim yaptıklarımızı belli ki zamanında bizimle siyaset yapanlar bile takip etmemişler. Kendilerinden sonraki dönemde de takip etmemişler, görevde oldukları dönemde olanları düşünmedikleri gibi. Bir 'kes-yapıştır' mantığıyla bir yerlerden yapıştırmış. Kes-yapıştır, her zaman için analizin ortadan kalktığı, değerlendirmenin olmadığı bir yaklaşımdır, kolaycılıktır ve özensizliktir. Onu da görüyoruz. Birbirleriyle çelişen uygulamalardan söz ediliyor. Bir başlıkta söyledikleriyle bir başka başlıkta söyledikleri çok büyük çelişki oluşturuyor. Son olarak da bazı ifadeler var ki uygulanması asla imkansız. 'Yüzde 1 de olsa mümkündür' denilecek bir şey değil, imkansız durumda. Bunların çalakalem yazıldığı anlaşılıyor. Türkiye'de olanları takip etmedikleri, özensiz oldukları ve kes-yapıştır mantığıyla da bunu alt alta üst üste her partiden muhtemelen talep edilmiş gelişigüzel bunlar birleştirilmiş. Mesela diyor ki 'Ekim öncesi ürün fiyatı açıklanacak'. Ekim öncesi kim fiyat nasıl açıklayabilir? Mazot ve gübre gibi iki temel girdi uluslararası piyasalardan doğrudan etkileniyorsa siz bunu nasıl yok sayar da ekim öncesi fiyat açıklayacağız dersiniz? Bu bir tanesi. Mesela bir diğer, 'Cumhurbaşkanının ve külliyenin kullandığı uçakları ve helikopteri satacağız, yangın için kullanacağız. Yani günaydın diyoruz. Yine bizi takip etmemişler. Geçtiğimiz yıl 20 tane uçak, 55 tane helikopter, 8 tane İHA ve yapay zeka. Her türlü iş makineleri ki makine parkımızı da sürekli geliştiriyoruz. Bırakın kendi yangınlarımızda kullanmayı ihtiyacı olan başka ülkelere de yardım etmiş bir Bakanlık ve ülke olduk. Tarım ve ormanla ilgili yazdıkları bu. Diğerlerinin de farklı olduğunu zannetmiyorum. Bizi vatandaşlarımız iyi tanıyorlar. Bu kadar il dolaştık ve vatandaş memnuniyeti noktasında hiçbir olumsuzlukla karşılaşmadık.
Türkiye'nin 2002'de depolanan 133 milyar metreküp su olduğunu anlatan Kirişci, bunu 186 milyar metreküpe doğru çıkardıklarını ifade etti.
Kirişci, Beypazarı'nın kent tarımı için büyük potansiyeli olduğunu kaydederek, bu konuda da üreticileri destekleyeceklerini sözlerine ekledi.
Bakan Kirişci, Ayaş ve Beypazarı AK Parti İlçe teşkilatları ile Ayaş Belediye Başkanlığını da ziyaret etti.