Avusturya'da Nazilerce yakılan "Türk mabedi" için anma programı düzenlendi
Türkiye'nin Viyana Büyükelçiliğinde, Avusturya'daki Osmanlı Sefarad Yahudileri tarafından 1887'de inşa edilen ve "Türk mabedi"...
Türkiye'nin Viyana Büyükelçiliğinde, Avusturya'daki Osmanlı Sefarad Yahudileri tarafından 1887'de inşa edilen ve Türk mabedi olarak bilinen sinagogun, 9-10 Kasım 1938'de Naziler tarafından yakılarak yıkılması nedeniyle anma programı düzenledi.
Programa, Türkiye'nin Viyana Büyükelçisi Ozan Ceyhun, Türk-Yahudi Toplumu Başkan Yardımcısı Deniz Saporta, Avusturya Yahudi Cemaati Başkan Yardımcısı Dezoni Dawaraschwili ve Viyana Yahudi Müzesi eski Müdürü Dr. Felicitas Heimann-Jelinek katıldı.
Büyükelçi Ceyhun, Nazi döneminde Almanya ve Avusturya'daki Yahudilerin yaşamak zorunda kaldığı insanlık dışı uygulamalara değinerek, bu dönemde Avrupa'da bulunan Osmanlı Yahudilerinin de aynı kaderi paylaştıklarını hatırlattı.
- Avusturya ve Osmanlı arasında kültür köprüsü
Ceyhun, Avusturya'daki Osmanlı Seferad Yahudilerinin bu ülkede Musevi varlığının bir parçası olduğunu belirterek, Bununla beraber bu insanlar Avusturya ve Osmanlı Devleti arasında önemli bir kültür köprüsü oluşturuyordu. diye konuştu.
Osmanlı Yahudileri ve Türk mabedinin unutulmamasının önemli olduğunu kaydeden Ceyhun, burada yaşayan Türklerin de Osmanlı Yahudilerini tanımalarının önemine değinerek, söz konusu toplumun Osmanlı tarihinin bir parçası olduğuna dikkati çekti.
Viyana Yahudi Müzesi eski Müdürü Dr. Felicitas Heimann-Jelinek de Avusturya'daki Osmanlı Yahudilerinin tarihi ve Türk mabedi olarak bilinen sinagog hakkında bir sunum yaptı.
Türk-Yahudi Toplumu Başkan Yardımcısı Deniz Saporta da Edirne'deki Yahudi toplumunun Viyana'daki Türk mabedinden esinlenerek orada büyük bir sinagog inşa ettiklerini, söz konusu sinagogun Türk, Avusturya ve Seferad Yahudilerinin izlerini taşıdığını anlattı.
- Nefret söylemiyle mücadele vurgusu
Saporta, nefret söyleminin geçmişte yol açtığı yıkımlara değinerek, nefretin, kelimelerle başladığını ancak burada son bulmadığını, toplumları ayrıştırdığı gibi ciddi felaketlere neden olduğunu vurguladı.
Nefret söylemine karşı mücadelenin herkesin görevi olduğunu kaydeden Saporta, nefret söylemiyle mücadelenin müfredatlarda yer alması gerektiğini, çocuk ve gençlerin bu hususta eğitilmesinin önemli olduğunu ifade etti.
Türk mutfağından çeşitli lezzetlerin ikram edildiği programda, Avusturya Yahudi cemaatinden müzisyenler geleneksel eserleri seslendirdi.