Avukat Rezan Epözdemir ve Şamil Tayyar sosyal medya üzerinden atıştı

ABONE OL

Avukat Rezan Epözdemir ve Şamil Tayyar sosyal medya üzerinden atıştı. Konu ise Cem Garipoğlu dosyası.

Cami Garipoğlu'nun cezaevinde intiharının ardından bitmek bilmeyen "intihar etmedi kaçırıldı, mezarda başka birisi var" söylemleri üzerine savcılık harekete geçerek mezarın açılmasına karar vermişti.

Adli Tıp raporu ise mezardaki kişinin Cem Garipoğlu olduğunu açıklayarak tartışmaları sonlandırmıştı.

AK Parti önceki dönem milletvekillerinden Şamil Tayyar konuyla ilgili Avukat Rezan Epözdemir'i isim vererek eleştirmişti. İki tarafta sosyal medya üzerinden birbirlerine cevap verdi.,

Şamil Tayyar'ın paylaşımı: Bir mahkumu intihar etmiş gibi gösterip firar ettirecek, onun resmi mezarına başkasının cesedini koyacak bir operasyona bu ülkede hiç kimsenin gücü yetmez.

Velhasıl, kimse yapmaz ayrı, istense de olamaz. Evet, sorunlarımız var, bu kadar da değil. Yanlışı söylemezsek doğrunun hükmü lafta kalır.

Ne yazık ki Türkiye 10 yıldır bu Cem Garipoğlu yalanına inandırılmak istendi. Başrolde ise popüler avukatımız Rezan Epözdemir vardı.

10 yıl önce kesin intihar diyordu, sonra bir baktık fethi kabir işlemini çözmüş tv ekranlarında boy gösteriyor. Bir acının üzerinden yürütülen piar çalışması, fiyaskoya dönüşmesine rağmen hâlâ rapora itiraz ederek sulandırmakta kararlılar. Beyler, lütfen, kendinize gelin artık. Bu ülke çocuksu heveslerinizin deneme tahtası değil.

Avukat Rezan Epözdemir'in paylaşımı: Avukat temsil ettiği kişi değildir, Avukatlık hukukuna göre müvekkillerinin talimatıyla bağlıdır. Benim görevim muvekkilin talep ettiği hukuki süreçleri başlatmak ve sonuna kadar hukuki süreci takip etmek. Kaldı ki tekraren ifade etmek gerekirse; son üç yılda yaşanilan gelişmeler sonucunda müvekkillerde böyle bir şüphe oluşması da bana göre son derece normal ve haklı. Fethi kabiri isteyen de itiraz eden de müvekkiller, ben avukat olarak hukuki sorumluluğumun gereği olarak onlara vekaleten ve onlar adına sonuna kadar hukuki mücadele yürütüyorum.

Yine mağdur aile vekili olarak takip ettiğimiz Pınar Gültekin, Nazlı Sinem Erköseoğlu dahil bir çok dosyada gözlemlediğimiz üzere kadına şiddet ve kadın cinayetleri siyaset üstü bir mesele olup,bu konuda birlikte ve yeknesak bir mücadele yürütülmelidir. Bu mesele korumacı bir yaklaşım ve eril bir dille meşruiyet kazandırılacak bir mesele de değildir. Hepimizin bu hassayetleri gözetmesi gerekir.

Kendine gelinerek düşünülmesi gereken konu ise; bir dosyada nasıl böyle skandalların yaşandığı ve toplumun büyük bir kesiminin bu yaşanılanların etkisiyle hala niçin Cem Garipoğlunun öldüğüne inanmadığıdır. Objektif bir muhakeme ile görülecektir ki bu bir deneme tahtası veya çocuksu heves değil hakikatin ta kendisidir.