Arap Körfezi ülkelerini bir araya getiren çağrı: Sosyal Medya'daki nefret söylemlerini engelleme girişimi
Son zamanlarda Arap Körfezi bölgesinde, özellikle 'X' (eski adıyla Twitter) platformunda çoğunluğu hakaret ve nefret söylemi amaçlı kullanılan, gerçekliği şüpheli hesaplar üzerine dikkat çekici bir tartışmalar yaşandı.
Son zamanlarda Arap Körfezi bölgesinde, özellikle 'X' (eski adıyla Twitter) platformunda çoğunluğu hakaret ve nefret söylemi amaçlı kullanılan, gerçekliği şüpheli hesaplar üzerine dikkat çekici tartışmalar yaşandı.
Bu tartışmalar sonrasında son yıllarda, bölge ülkelerinin sembollerine ve tarihine karşı hakaret içeren, kışkırtıcı ve aşağılayıcı dil kullanan birçok hesabın üretildiği sonucuna varıldı.
Amaçları İlişkileri Bozmak
Son yıllarda organize veya bireysel hareketler üretilen ve çoğunlukla sahte olan hesapların, dijital ortamı kullanarak, özellikle Körfez halkları arasındaki ilişkileri bozma amaçlı sahte tartışmalar ve çatışmalar yaymaya çalıştıkları uzman raporları belirlendi. Bu hesapların, komşu ve bölge ülkeler ile halkları arasındaki ilişkileri zehirlemeye çalıştığı gerçekliğinden yola çıkarak bu durumun bölgedeki toplumsal doku üzerindeki olumsuz etkilerinin de hissedildiği ortaya kondu.
Kötü Niyetli Hesaplarla Mücadele Girişimi
Anonim ve sahte hesap üzerinden yürütülen kara propaganda tehdidine karşı koymak adına, son zamanlarda Körfez ülkelerinden bazı kişiler "sahte ve kötü niyetli hesaplarla mücadele etmek ve dijital alanı temizlemek amacıyla" geniş çaplı bir girişim başlattı. Öncülüğü, Birleşik Arap Emirlikleri Ulusal Medya Ofisi Başkanı Şeyh Abdullah Al Hamid tarafından başlatılan girişim, bir dizi tweet serisi ile, bölgede sosyal medya kullanıcılarını bilinçlendirmeye yönelik geniş bir kampanya çağrısında bulundu.
Bu çağrı kısa sürede Katar, Suudi Arabistan, Kuveyt, Umman ve Bahreyn gibi ülkelerden yetkililer ve medya mensupları tarafından benimsenen kapsamlı bir Körfez kampanyasına dönüştü. Kampanya, sosyal medya platformlarında geniş yankı buldu ve kışkırtıcı hesapların engellenmesi ve fitne yaymaya çalışan kişiliklerle etkileşimin durdurulması çağrısında bulundu. Kampanyayı yürütenler ayrıca, dijital alanın fitne yayma girişimlerine karşı korunması gerektiğini vurgulayarak, Körfez halklarının uzun bir kardeşlik ve dostluk geçmişiyle birbirine bağlı olduğunu ifade ettiler.
Sürdürülebilir Bir Strateji
Kampanya, devlet yöneticileri dışında bölgedeki önde gelen isimleri, ünlüler ve toplumda karşılığı olan kişiler tarafından da benimsenerek geniş bir destek buldu ve içerdiği mesajın kabul görmesi bakımından da önemli bir başarı elde etti. Bu başarı, dijital alanın kötü niyetli hesaplardan arındırılmasının önemine dair farkındalığın artmasında da etkili oldu.
Uluslararası Deneyimler ve Ortak Zorluklar
Sahte ve hakaret ve kara propaganda yayma amaçlı yönetilen hesaplar hakkındaki tartışma sadece Körfez bölgesi ile sınırlı değil. Örneğin, Türkiye'de son dönemde göçmenler ve mültecilerle ilgili olaylara yönelik sahte hesapların yönlendirmesi ve siyaset dilini kışkırtması ile sosyal medya platformlarındaki bazı hesaplar birer nefret üretim merkezi haline de dönüştüğü raporlara ve mahkeme kararlarına da yansıdı. Türkiye'de sosyal medya platformlarındaki bazı hesapların kışkırtması ile turizme yönelik, özellikle de Arap turistleri hedef gösteren büyük karalama kampanyalarına sahne oldu. Tekil olaylar abartılarak Türkiye'nin dünya önünde itibarını zedelemeye yönelik sosyal medya manipülasyonları yapıldı. Bu yaşanan olaylar bile tek başına, Türkiye'de de Körfez'de Dijital Kampanya benzeri bir girişime olan ihtiyacı da ortaya koyuyor.
Dijital İletişim: İki Ucu Keskin Bir Bıçak
Sonuç olarak, dijital alanın ve sosyal medya platformlarının, platformları amacına uygun olarak etkili ve etik kullananlar dışında, fitne yaymak, kışkırtmak ve gerçekleri çarpıtmak isteyenlerin elinde güçlü araçlar haline geldiğini inkâr edemeyiz. Ancak aynı zamanda, bu platformların başka alanlarda da etkili bir araç olduğunu kabul etmek zorundayız. Dolayısıyla, tamamen savaş açmak yerine, kullanıcı bilincini güçlendirmeye yönelik yoğun farkındalık kampanyaları benimsemek daha akılcı olacaktır. Büyük değişimlerin yaşandığı Ortak coğrafi ve tarihsel bağlara sahip Orta Doğu bölgesinde bu duyarlılıkların daha da artırılması ve özellikle gençler ve gelecek nesilleri koruma altına alınması için ortak mücadelenin önemi apaçık ortadadır.