Anayasa Mahkemesi başkanından önemli açıklamalar
AYM Başkanı Zühtü Arslan: Demokratik Cumhuriyetin geleceği hukuksal ve siyasal düzlemde kuvvetler ayrılığı ilkesinin ve bu kapsamda özellikle yargı bağımsızlığının tam manasıyla hayata geçirilmesine bağlıdır.
Anayasa Mahkemesi (AYM) Başkanı Zühtü Arslan, demokratik Cumhuriyetin geleceğinin kuvvetler ayrılığı ilkesi kapsamında yargı bağımsızlığına bağlı olduğunu bildirdi.
AYM Yüce Divan Solonu'nda düzenlenen Anayasa Mahkemesinin 61. Kuruluş Yıl Dönümü Töreni'ne, Arslan'ın yanı sıra Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, CHP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu, Yüksek Mahkemenin üyeleri ve personeli ile hukukçular katıldı.
Arslan, buradaki konuşmasında, bu yıl Cumhuriyetin yüzüncü yılının kutlandığını, bu nedenle düzenlenen etkinlikler kapsamında "Yüzüncü Yılında Cumhuriyet ve Anayasa Yargısı" ismiyle de bir sempozyum düzenleneceğini ifade etti.
Anayasanın zaman ve mekan içinde oluşan, gelişen ve yaşayan bir kimliği olduğuna işaret eden Arslan, anayasal kimliklerin başta anayasayı yorumlama ve uygulamakla görevli anayasa mahkemeleri olmak üzere hukuksal ve siyasal aktörlerin kararlarıyla şekillendiğini dile getirdi.
"Türk anayasa kimliğinin en belirleyici niteliği hukuk devletidir." ifadelerini kullanan Arslan, şöyle devam etti: "Türkiye Cumhuriyeti, milli egemenliğe, kuvvetler ayrılığına, adalete ve insan haklarına dayanan demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir. Esasen Anayasa'nın kalan kısmı bir anlamda bu cümlenin hatta hukuk devleti ilkesinin açıklaması mahiyetindedir. Anayasa'nın 2'nci maddesinde Cumhuriyetin nitelikleri olarak belirtilen vasıfların tamamı aynı zamanda hukuk devletinin nitelikleridir. Anayasa Mahkemesi de hukuk devletini Anayasa'nın ana ilkesi olarak yorumlamaktadır ve uygulamaktadır."
Arslan, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin aynı zamanda sosyal bir hukuk devleti olduğunu, Anayasa'nın 5'inci maddesinde de kişilerin ve toplumun refah, huzur ve mutluluğunu sağlamanın devletin görevleri arasında olduğunu kaydetti.
Bireysel başvuru hakkı dönüm noktasıdır: Bireysel başvuru hakkının, Anayasa'da 2010'da yapılan değişiklikle getirildiğini anımsatan Arslan, bunun bir dönüm noktası olduğunu dile getirdi. Bireysel başvurunun, Cumhuriyetin niteliklerinin hak eksenli bir yaklaşımla yorumlanmasına çok önemli katkılar yaptığı değerlendirmesinde bulunan Arslan, bu katkının en bariz örneğinin laiklik ilkesinin yorumunda olduğunu bildirdi.
Yüksek Mahkemenin sıklıkla "demokratik hukuk devleti" vurgusu yaptığını ifade eden Arslan, "Anayasa'nın başlangıç kısmında egemenliğin kayıtsız şartsız millete ait olduğu, egemenliğin kaynağının millet iradesi olduğu ancak egemenliği millet adına kullanan kişi ve kuruluşun hürriyetçi demokrasi ve bunun icaplarıyla belirlenmiş hukuk düzeninin dışına çıkamayacağı açıkça ifade edilmiştir." diye konuştu.