Kabul edilen 2026 yılı Adalet Bakanlığı bütçesi; yargı hizmetlerinin güçlendirilmesi, adliyelerde dijitalleşme, ceza ve infaz kurumlarının geliştirilmesi, alternatif çözüm mekanizmalarının yaygınlaştırılması ve hukuk mesleklerinde niteliğin artırılmasını hedefliyor.
Bütçeyle birlikte, yargıya duyulan güvenin artırılmasına yönelik çalışmaların daha da hızlanması bekleniyor. Bakan Tunç'un açıklamaları da özellikle yargı bağımsızlığı, soruşturma süreçlerinin tarafsızlığı ve hukuk devleti ilkesinin korunması açısından önemli mesajlar içeriyor
Adalet Bakanlığı ile bağlı kurumların 2026 yılı bütçesi, TBMM Genel Kurulu'nda yapılan görüşmelerin ardından kabul edildi. Genel Kurul'daki yoğun mesainin sonunda oylamaya sunulan bütçe, yargı reformu, hukuk eğitimi, yargı bağımsızlığı, soruşturma süreçleri ve kamuoyunda tartışılan dosyalar açısından önemli mesajlarla dikkat çekti.
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, bütçe görüşmelerinin ardından milletvekillerinin sorularını yanıtladı ve hem yargı süreçlerine hem de hukuk devleti tartışmalarına ilişkin çarpıcı değerlendirmelerde bulundu. Tunç, Türkiye'nin demokratik bir hukuk devleti olduğunu vurgulayarak, "Hukuk devletiyle anılmak benim için şereftir." ifadelerini kullandı.
Görüşmelerde en fazla gündeme gelen konulardan biri, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne yönelik yürütülen "rüşvet ve irtikap" soruşturmaları oldu. İBB dosyasına ilişkin eleştirileri değerlendiren Bakan Tunç, hazırlanan kapsamlı iddianamenin önemine dikkat çekerek şu ifadeleri kullandı:
"Ortada 4 bin sayfalık bir iddianame var. Bu iddianameyi detaylı şekilde incelemek gerekir. Peşinen kim suçludur, kim suçsuzdur dememiz mümkün değil. Buna karar verecek olan bağımsız mahkemelerdir."
Cumhuriyet savcılarının gelen ihbarları soruşturmak zorunda olduğunu hatırlatan Tunç, Adalet Bakanlığı'nın soruşturmalara müdahale etme yetkisinin olmadığını özellikle vurguladı. Tunç, "Bana 'İstanbul Büyükşehir Belediyesi hakkındaki soruşturmaya müdahale edin, durdurun' diyemezsiniz. Böyle bir yetkimiz yok. Hiçbir makam, merci yargı makamlarına talimat veremez." diyerek yargı bağımsızlılığına işaret etti.
Eleştirilerin iddianameyi küçümseyen bir dille yapılmasının doğru olmayacağını söyleyen Tunç, "İşi hafife almayın. 'İddianame boş' demeyin. Bunu değerlendirecek makam mahkemelerdir. Savunmanın yapılacağı yer de yargıdır." sözleriyle eleştirilere yanıt verdi.
Görüşmelerde gündeme gelen bir diğer başlık ise hukuk fakültelerindeki eğitim kalitesinin artırılması oldu. Bakan Tunç, Türkiye'de hukuk eğitiminin niteliğinin uzun süredir revizyon gerektirdiğini belirterek, "Eğitim kalitesini artırmamız lazım." dedi.
Son yıllarda hukuk fakültelerine yönelik pek çok düzenlemenin hayata geçirildiğini hatırlatan Tunç, şu değişiklikleri sıraladı:
Kontenjanların azaltılması
İkinci öğretim programlarının kaldırılması
Başarı sıralaması şartının yükseltilmesi
Hukuk Mesleklerine Giriş Sınavı'nın getirilmesi
Hâkim Savcı Yardımcılığı sisteminin devreye alınması
Tunç, bu adımların hukuk mesleklerine girişte niteliği artırmaya yönelik olduğunu ve çalışmaların devam ettiğini vurguladı..