Adalet Bakanı canlı yayında gündemi değerlendirdi

ABONE OL

Adalet Bakanı CNN TÜRK canlı yayınında gündemi değerlendirdi.

BAKAN TUNÇ: YARGI REFORMU STRATEJİ BELGESİ’YLE İLGİLİ HAZIRLIKLARIMIZI TAMAMLAMAK ÜZEREYİZ

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, 4. Yargı Reformu Strateji Belgesi’nin gecikmeyen ve öngörülebilir adalet sistemini tesis edecek köklü bir reform belgesi olacağını belirterek, “2024 – 2028 yıllarını kapsayacak Yargı Reformu Strateji Belgesi’yle ilgili hazırlıklarımızı tamamlamak üzereyiz.” dedi.

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, CNN Türk'te katıldığı canlı yayında gündeme ilişkin soruları yanıtladı. Adalet Bakanı Tunç, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in istifa ettiği iddialarının ekonomiyi olumsuz etkilemek için ortaya atılan "kasıtlı iddialar" olduğunu vurgulayarak, şunları dile getirdi:

"Şu anda uygulanmakta olan ekonomik bir program var. Enflasyonu tek haneye düşürmeye yönelik bir çaba var. Enflasyon, AK Parti'nin iktidara geldiği ilk yıllarda çift haneliydi. Enflasyonu tek haneli rakamlara düşüren bir iktidarız. Sonrasında pandeminin getirdiği sıkıntılar, 6 Şubat depremleri ve çevremizdeki savaşlar, ekonomimizi ve dünya ülkeleri arasında da en fazla bizi etkiledi. Dolayısıyla enflasyon çift haneli rakamlara yükseldi. Şimdi yeni bir program uygulanıyor. Hazine ve Maliye Bakanımız ile Cumhurbaşkanı Yardımcımız Cevdet Yılmaz bu programla ilgili büyük çaba içerisindeler. Göstergeler de iyi bir noktaya doğru gidiyor."

Şimşek'in istifa ettiğine yönelik iddialarla ilgili Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının dün akşam bir soruşturma başlattığını hatırlatan Tunç, "İstifa söylemleri kasıtlı bir yaklaşım. Türkiye ekonomisi eski tek haneli enflasyonun olduğu, halkın alım gücünün artmaya devam ettiği günlere geri dönmesin, ekonomi düzelmesin, sonrasında iktidar, hükümet yıpransın düşüncesiyle yapılan açıklamalar olduğu kanaatindeyim. Bu ülkemize fayda getirecek bir politika değil. Siyasetçilerin de bu konuda sorumlu davranması lazım." ifadelerini kullandı.

SOKAK RÖPORTAJLARININ YASAKLANMASI SÖZ KONUSU DEĞİL

Bakan Tunç, sokak röportajı sırasında kullandığı ifadeler nedeniyle bir kadının tutuklanmasına ilişkin soru üzerine "Kamuoyuna yansımış bazı soruşturmalar bakımından buradan Adalet Bakanı olarak söz söylediğimiz zaman yargıyı etkileyebilir." dedi.

Gündeme gelen bazı olaylardan sonra tutuklama gerçekleştiğinde sosyal medyada tepkiler oluştuğuna işaret eden Adalet Bakanı Tunç, şöyle devam etti:

"Geçmişte cezaevlerindeki tutuklu ve hükümlü oranı yaklaşık yüzde 40 civarındaydı, şu anda yüzde 14'lere kadar indi. Cezaevlerindeki hükümlü ve tutuklu oranı, tutuklu ve tutuksuz yargılama bakımından önemlidir. Tutuklu sayısında azalma var. Her olayda hemen tutuklama söz konusu olmuyor. Bazı konularda da neden tutuklama olmadı şeklinde halkta infial olduğu durumlar oluyor. Dosya kapsamını, suçun alt ve üst sınırları bakımından tutuklama yasağı olup olmadığına karar verecek olan kişi dosyaya bakan hakimdir. Hakimin verdiği karar beğenilmiyorsa bu konuda bir üst mahkemeye itiraz edilebilir".

Bakan Tunç, "Sokak röportajları yasaklanıyor mu?" şeklinde propaganda yapılmaya çalışıldığını belirterek, "Sokak röportajları niye yasak olsun? Kişiler, medya kuruluşları ve sosyal medyadan yayın yapanların, sokaklarda röportaj yapmasının herhangi bir sakıncası yok. O röportajda terör propagandası yapıyorsanız, şiddete teşvik varsa, suç teşkil eden ifadeler olursa elbette ki sokak röportajlarının yasaklanması söz konusu değil, o ifadeleri kullanan kişinin yargılanması söz konusu olabilir. " ifadelerini kullandı.

22 YILDAN BU YANA SESSİZ DEVRİM SAYILAN REFORMLARA İMZA ATTIK

Bakan Yılmaz Tunç, sosyal medyada, adil yargılamalarla ilgili endişelerin ve kuşkuların dile getirilmesine ilişkin, güvenilir adalet sisteminin tesisi anlamında 22 yıldan bu yana "sessiz devrim" sayılan reformlara imza attıklarını, temel kanunların tamamını yenilediklerini, TBMM'nin bu anlamda yoğun çalıştığını belirtti.

Yargının tarafsız olmadığına ilişkin birtakım eleştirilerde bulunanlara geçmiş yılların hatırlatılması gerektiğini söyleyen Bakan Tunç, geçmişte darbecilerin yanında saf tutan, darbe mağdurlarını yargılayan bir yargı varken, bugün darbe mağdurlarının ve milletin hakkını savunan, insan haklarını savunan ve darbecileri yargılayan bir yargı sistemi olduğunu dile getirdi.

Bakan Tunç, sosyal medyada özellikle yargıyı yıpratmaya yönelik birtakım eleştirilerin söz konusu olabildiğini vurgulayarak, "Bu eleştirileri de biz doğru karşılıyoruz. Eleştiri olacak, yargı kararları eleştirilebilir ama bu eleştiriyi yaparken belli sınırlar çerçevesinde, yargıyı yıpratmadan. Çünkü o verilen ilk derece kararı eğer hatalıysa bu istinafta ya da Yargıtay'da düzeltilebilir." ifadesini kullandı.

KÖKLÜ BİR REFORM GELİYOR

Yeni Yargı Reformu Strateji Belgesi'nin hazırlık sürecinden de bahseden Bakan Yılmaz Tunç, belgeyi "Hukukun üstünlüğünü esas alacak, gecikmeyen ve öngörülebilir bir adalet sistemini tesis edecek bir reform belgesi." şeklinde tanımladı.

Bu reform belgesinin 2024-2028 yıllarını kapsayacağını, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eylül sonu gibi açıkladığında, özellikle yargısal süreçlerin hızlandırılması, adaletin gecikmemesi gibi gerekli yasal düzenlemeleri ve idari uygulamaları hayata geçireceklerini aktaran Bakan Tunç, "Köklü bir reform geliyor bu konuda." dedi.

RUHSATSIZ SİLAH SUÇLARINA YÖNELİK CEZALARIN ARTIRILMASI GÜNDEMDE

Bakan Tunç, Türkiye'de bireysel silahlanma konusuna yönelik nasıl adımlar atılacağına ilişkin "Ateşli silahlarla ilgili kanunumuz var. Buradaki yaptırımların artırılması söz konusu olabilir. Özellikle ruhsatsız silah noktasında, toplumda istemediğimiz durumlara yol açtığını görüyoruz. Bu konuda başta bu suçların cezalarının artırılmasıyla ilgili bir çalışmamız var. İçişleri Bakanlığı bu çalışmayı yaptı. Meclis Komisyonu'nun gündeminde. Cezaların artırılması da bir caydırıcılık olur. Sıkı denetimlerle de özellikle üzerinde durulması gereken bir husus." değerlendirmesini yaptı.

SONUÇ BANT DARALTMAYA VARIRSA İSTEMEDİĞİMİZ BİR DURUM ORTAYA ÇIKAR

Instagram'ın Türkiye'deki ilgili kurumların talebini yerine getirmemesi halinde tekrar kapatılmasının söz konusu olup olmayacağına ilişkin Bakan Tunç, kanunda çocuk istismarı, terör propagandası gibi bazı katalog suçlar bulunduğunu, bunlarla ilgili yapılan ihbarda yargının "Bu içeriği çıkarın" dediğini, ancak çıkarılmadığı takdirde de para, reklam, bant daraltma şeklinde kademeli cezalar uygulandığını anlattı.

Sosyal medya şirketlerinin Türk hukukuna saygı duyması gerektiğinin altını çizen Bakan Tunç, "Instagram'da bazı terör örgütü mensuplarının, propagandaya yönelik hem hesapları var hem de paylaşımları söz konusu oluyor. Özellikle suç teşkil eden bu durumların mahkeme kararları çerçevesinde sosyal medya şirketine gönderildiğinde mutlaka o hesabın kapatılması, mahkeme kararını uygulaması lazım." dedi.

Bakan Yılmaz Tunç, "Bu adımları atmazlarsa sonuç eğer bant daraltmaya kadar varırsa ki kademeli bir ceza söz konusu, elbette o zaman istemediğimiz bir durum ortaya çıkar. Milyonlarca insanımızın kullandığı sosyal medya platformunun biz kapatılmasını ister miyiz? Elbette ki istemeyiz." ifadesini kullandı.

HAYVANLARI ÖLDÜRME YASASI DEĞİL BU, YAŞATMA YASASI

Sahipsiz hayvanlara yönelik düzenlemenin ardından, hayvan hakları savunucularının "kısırlaştır, aşıla ve yerinde yaşat" formülünün uygulanması, yasanın geri çekilmesi yönündeki talepleri sorulan Bakan Tunç, "kısırlaştır, aşıla, yerinde yaşat" önerisinin uygulandığını, yerinde yaşat uygulamasının sorunlara yol açtığını, sokaklarda çocukları nasıl parçaladığını üzülerek gördüklerini söyledi.

Bakan Tunç, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Hayvanları öldürme yasası değil bu, bu yaşatma yasası. Sokak hayvanlarının aşılanması, kısırlaştırılması, barınaklarda bulundurulması ve eğer o barınak için tehlike oluşturabilecek, sağlıksız hayvanlar varsa hem oradaki hayvanları hem de insanları tehdit eden cinsten hayvanlar varsa bununla ilgili alınması gereken tedbirden ibaret. Veterinerlik kanunumuzda da bu tip hayvanların nasıl uyutulacağı, ötanazi denilen uygulama, zaten mevzuatımızda vardı, sağlık sebepleriyle hayvanların uyutulmasına yönelik. Buradaki maksadımız insanlarımızı, sokaklarımızı daha güvenli hale getirmek, insan sağlığını korumak."