30 yıl ceza yatan hükümlüler neden tahliye olamıyor?

ABONE OL

Ceza infaz kurumlarında 30 yıl cezasını infaz eden hükümlüler neden tahliye olamıyor? Ulusal medya da çıkan bu tarz haberlerin gerçek nedeni neler? Hepsi haberimizde.

Bazı haber sitelerinde düzenli olarak “30 yıl hapis yattı, tahliyesi engelleniyor” şeklinde düzenli olarak duygu sömüren haberler yayınlanmaktadır.

1. Bu haberlerin anlatılmayan kısımlarını biz açıklayalım.

2. Ülkemizde halen uygulanan yasalara göre; şu an bir kişi 30 yıl ceza yatıp tahliye olamıyorsa (yüzde 99.9 ihtimal) terör örgütü PKK’nın ilk yıllarında dağ kadrosunda bulunmuş ve çatışmalar sırasında yakalanmış örgüt üyesi olduğu anlaşılır.

3. Adli suçlardan 01 Haziran 2005 öncesi ceza alıp 30 yıl yatan kimse bulunmuyor. Son yıllarda uygulanan sistem gereği hükümlülerin; iyi halli olması, geçerli puan alması ve örgütlü ise örgütten ayrılması gerekiyor. Bu şartları taşımıyorsa cezasının hepsini infaz edebilir.

4. PKK terör örgütü üyeleri örgüt kararı gereğince cezaevlerinde disiplin suçu teşkil edecek eylemler işlemektedirler. Ayrıca örgütsel tavır gereği tahliye kararının alınacağı kurul toplantılarına katılmıyorlar. Katıldıkları toplantılarda ise pişmanlık belirtmiyorlar.

5. Dışarıdan bu talimatları örgüt üyelerine ulaştıranların yegane amacı “cezaevlerinde tahliyeler kasıtlı olarak engelleniyor” algısı oluşturmaktır. Örgüt kararlarını uygulamayan, pişmanlık belirten ve 30 yıl cezasını infaz eden çok sayıda PKK’lı hükümlü tahliye oldu.

6. Bir kişinin 01 Haziran 2005 öncesi bir suçtan dolayı 30 yıl ceza yatması için müebbet hapis cezası alması gerekiyor. Bu tarihten önce alınan terör kapsamındaki müebbet hapis cezalarının şartla tahliyesi 30 yıl, bihakkın tahliyesi ise 36 yıldır.

7. Ceza yargılamalarından ve cezaevi iç işleyişinden dolayı AYM’de bulunan dosyaların neredeyse tamamı örgütlü mahkumlara aittir. Bunlar sistematik olarak AYM’yi kilitlemek ve dosya yığılmasını sağlamak için bilinçli olarak yapılan faaliyetlerdir.

8. Örgütlü mahkumların haklarını araması her birey gibi en doğal haklarıdır. Ancak bu hak aramanın amacı adaletin temininden ziyade yargı sisteminde yoğunluk oluşturarak durma noktasına getirmek ve uzayan yargılama süreleri ile “hak ihlali” kararları kazanmaktadır.

9. Adli mahkum henüz yargılama aşamasında bile ekonomik nedenlerden dolayı kendi avukatını tutamadığı için zaten itiraz sürelerini takip edip de AYM başvurusunu (çoğu zaman) yerine getiremez. Örgütlerde ise “örgütsel birliktelik” gereği sistemi kilitleyecek her adım takip edilir.

10. Adli mahkumun avukatı cezaevine yılda 5 kez geliyorsa örgütlü mahkumun avukatı ise neredeyse her hafta gelir. Örgütlü mahkum o avukata 1 kuruş para ödemez. Herkes her şeyin farkında ama kanunlar gereği kimse bir şey yapamaz. Neticede önce hukuk işlemeli.

11. “Terör örgütünün cezaevi yapılanmasına operasyon” başlıklı haberlerin çoğu bu anlattığımız sistematik ve örgütsel bağlantıları tespit edilen sivil ve avukat ziyaretçiler için düzenlenir.

12. Bu operasyonlar daha yeni yeni düzenlendiği için ilerleyen yıllarda AYM’nin ve AİHM’nin bu operasyonlar konusunda vereceği kararlar daha belirleyici olacaktır.

13. Özetle 30 yıl ceza yatan bir PKK’lı mahkum kendi özgür iradesini kullandığı takdir de tahliye olabilir. Bu tamamen kendisine bağlı.

cezaevi infaz şartla tahliye