Adli kontrol kararı nedir, kimlere verilir, nasıl kaldırılır?
Adli kontrol tedbiri ülkemizde son dönemde oldukça sık kullanılan bir tedbirdir. Tutuklamaya eş değer bir tedbir olarak görülmektedir. Adli kontrol nasıl kaldırılır? Bütün soruların cevabı haberimizde.
Editör: adalet.tv
01 Nisan 2021 - 18:36
Adli kontrol tedbiri mahkemeler tarafından sıklıkla uygulanmaktadır. Adli kontrol ile ilgili itirazlar ilgili adliyelere yapılmakla birlikte, adli kontrol aslında tutukluluğa eş değerdir. Hatta İnsan Hakları Eylem Planı tanıtım toplantısında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yaptığı açıklamada; konutu terk etmeme adli kontrol tedbirinin kişinin alacağı cezadan mahsup edileceğini (düşüleceğini) bildirmiştir. İlerleyen dönemde bu lehe uygulamanın yasalaşması bekleniyor.
ADLİ KONTROL - (CEZA MUHAKEMESİ KANUNU)
Madde 109 – (1) (Değişik: 02 Temmuz 2012 tarih 6352/98 madde) Bir suç sebebiyle yürütülen soruşturmada, 100. madde de belirtilen tutuklama sebeplerinin varlığı halinde, şüphelinin tutuklanması yerine adlî kontrol altına alınmasına karar verilebilir.
(2) Kanunda tutuklama yasağı öngörülen hallerde de, adlî kontrole ilişkin hükümler uygulanabilir.
(3) Adlî kontrol, şüphelinin aşağıda gösterilen bir veya birden fazla yükümlülüğe tabi tutulmasını içerir:
a) Yurt dışına çıkamamak.
DİP NOT: (1) 11 Nisan 2013 tarihli ve 6459 sayılı Kanunun 16. Maddesiyle, bu fıkrada yer alan “bulundurularak” ibaresinden sonra gelmek üzere“, şüpheli veya müdafii dinlenilmek suretiyle” ibaresi eklenmiştir.
b) Hâkim tarafından belirlenen yerlere, belirtilen süreler içinde düzenli olarak başvurmak.
c) Hâkimin belirttiği merci veya kişilerin çağrılarına ve gerektiğinde meslekî uğraşlarına ilişkin veya eğitime devam konularındaki kontrol tedbirlerine uymak.
d) Her türlü taşıtları veya bunlardan bazılarını kullanamamak ve gerektiğinde kaleme, makbuz karşılığında sürücü belgesini teslim etmek.
e) Özellikle uyuşturucu, uyarıcı veya uçucu maddeler ile alkol bağımlılığından arınmak amacıyla, hastaneye yatmak dahil, tedavi veya muayene tedbirlerine tâbi olmak ve bunları kabul etmek.
f) Şüphelinin parasal durumu göz önünde bulundurularak, miktarı ve bir defada veya birden çok taksitlerle ödeme süreleri, Cumhuriyet savcısının isteği üzerine hâkimce belirlenecek bir güvence miktarını yatırmak.
g) Silâh bulunduramamak veya taşıyamamak, gerektiğinde sahip olunan silâhları makbuz karşılığında adlî emanete teslim etmek.
h) Cumhuriyet savcısının istemi üzerine hâkim tarafından miktarı ve ödeme süresi belirlenecek parayı suç mağdurunun haklarını güvence altına almak üzere aynî veya kişisel güvenceye bağlamak.
i) Aile yükümlülüklerini yerine getireceğine ve adlî kararlar gereğince ödemeye mahkûm edildiği nafakayı düzenli olarak ödeyeceğine dair güvence vermek.
j) (Ek: 02 Temmuz 2012 tarih 6352/98 madde) Konutunu terk etmemek.
k) (Ek: 02 Temmuz 2012 tarih 6352/98 madde) Belirli bir yerleşim bölgesini terk etmemek.
l) (Ek: 02 Temmuz 2012 tarih 6352/98 madde) Belirlenen yer veya bölgelere gitmemek.
(4) (Ek: 25 Mayıs 2005 tarih 5353/14 madde; Mülga: 02 Temmuz 2012 tarih 6352/98 madde) (Yeniden Düzenleme: 14 Nisan 2020 tarih 7242/15 madde) Maruz kaldığı ağır bir hastalık veya engellilik nedeniyle ceza infaz kurumu koşullarında hayatını yalnız idame ettiremediği 13 Aralık 2004 tarihli ve 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 16. maddesinin 3. fıkrası uyarınca tespit edilen şüpheli ile gebe olan veya doğurduğu tarihten itibaren altı ay geçmemiş bulunan kadın şüphelinin tutuklanması yerine adlî kontrol altına alınmasına karar verilebilir. Hakkında mahkûmiyet hükmü verilmiş ve bu hükümle ilgili olarak istinaf veya temyiz kanun yoluna başvurulmuş olması hâlinde, UYAP kayıtlarını incelemek suretiyle hükmü veren ilk derece mahkemesi de adlî kontrol kararı verebilir.
(5) Hâkim veya Cumhuriyet savcısı (d) bendinde belirtilen yükümlülüğün uygulamasında şüphelinin meslekî uğraşılarında araç kullanmasına sürekli veya geçici olarak izin verebilir (1)
(6) Adlî kontrol altında geçen süre, şahsî hürriyeti sınırlama sebebi sayılarak cezadan mahsup edilemez. Bu hüküm, maddenin 3. fıkrasının (e) bendinde belirtilen hallerde uygulanmaz. (1)
(7) (Ek: 06 Aralık 2006 tarih 5560/19 madde) Kanunlarda öngörülen tutukluluk sürelerinin dolması nedeniyle salıverilenler hakkında (2) adlî kontrole ilişkin hükümler uygulanabilir. (1) ve (2)
Adlî kontrol kararı ve hükmedecek merciler hangileridir?
Madde 110 – (1) Şüpheli, Cumhuriyet savcısının istemi ve sulh ceza hâkiminin kararı ile soruşturma evresinin her aşamasında adlî kontrol altına alınabilir.
(2) Hâkim, Cumhuriyet savcısının istemiyle, adlî kontrol uygulamasında şüpheliyi bir veya birden çok yeni yükümlülük altına koyabilir; kontrolün içeriğini oluşturan yükümlülükleri bütünüyle veya kısmen kaldırabilir, değiştirebilir veya şüpheliyi bunlardan bazılarına uymaktan geçici olarak muaf tutabilir.
DİP NOT: (1) 25 Mayıs 2005 tarihli ve 5353 sayılı Kanunun 14. maddesiyle 3. fıkrasından sonra gelmek üzere (4) numaralı fıkra eklenmiş ve diğer fıkralar buna göre teselsül ettirilmiştir.
(2) 02 Temmuz 2012 tarihli ve 6352 sayılı Kanunun 98. maddesiyle, bu bentte yer alan “1. fıkradaki süre koşulu aranmaksızın” ibaresi madde metninden çıkarılmıştır.
(3) 109. madde ile bu madde hükümleri, gerekli görüldüğünde, görevli ve yetkili diğer yargı mercileri tarafından da, kovuşturma evresinin her aşamasında uygulanır.
Adlî kontrol kararının kaldırılması nasıl gerçekleşir?
Madde 111 – (1) Şüpheli veya sanığın istemi üzerine, Cumhuriyet savcısının görüşünü aldıktan sonra hâkim veya mahkeme 110. maddenin 2. fıkrasına göre 5 gün içinde karar verebilir.
(2) Adlî kontrole ilişkin kararlara itiraz edilebilir.
adalet.tv / hukuk servisi
ADLİ KONTROL - (CEZA MUHAKEMESİ KANUNU)
Madde 109 – (1) (Değişik: 02 Temmuz 2012 tarih 6352/98 madde) Bir suç sebebiyle yürütülen soruşturmada, 100. madde de belirtilen tutuklama sebeplerinin varlığı halinde, şüphelinin tutuklanması yerine adlî kontrol altına alınmasına karar verilebilir.
(2) Kanunda tutuklama yasağı öngörülen hallerde de, adlî kontrole ilişkin hükümler uygulanabilir.
(3) Adlî kontrol, şüphelinin aşağıda gösterilen bir veya birden fazla yükümlülüğe tabi tutulmasını içerir:
a) Yurt dışına çıkamamak.
DİP NOT: (1) 11 Nisan 2013 tarihli ve 6459 sayılı Kanunun 16. Maddesiyle, bu fıkrada yer alan “bulundurularak” ibaresinden sonra gelmek üzere“, şüpheli veya müdafii dinlenilmek suretiyle” ibaresi eklenmiştir.
b) Hâkim tarafından belirlenen yerlere, belirtilen süreler içinde düzenli olarak başvurmak.
c) Hâkimin belirttiği merci veya kişilerin çağrılarına ve gerektiğinde meslekî uğraşlarına ilişkin veya eğitime devam konularındaki kontrol tedbirlerine uymak.
d) Her türlü taşıtları veya bunlardan bazılarını kullanamamak ve gerektiğinde kaleme, makbuz karşılığında sürücü belgesini teslim etmek.
e) Özellikle uyuşturucu, uyarıcı veya uçucu maddeler ile alkol bağımlılığından arınmak amacıyla, hastaneye yatmak dahil, tedavi veya muayene tedbirlerine tâbi olmak ve bunları kabul etmek.
f) Şüphelinin parasal durumu göz önünde bulundurularak, miktarı ve bir defada veya birden çok taksitlerle ödeme süreleri, Cumhuriyet savcısının isteği üzerine hâkimce belirlenecek bir güvence miktarını yatırmak.
g) Silâh bulunduramamak veya taşıyamamak, gerektiğinde sahip olunan silâhları makbuz karşılığında adlî emanete teslim etmek.
h) Cumhuriyet savcısının istemi üzerine hâkim tarafından miktarı ve ödeme süresi belirlenecek parayı suç mağdurunun haklarını güvence altına almak üzere aynî veya kişisel güvenceye bağlamak.
i) Aile yükümlülüklerini yerine getireceğine ve adlî kararlar gereğince ödemeye mahkûm edildiği nafakayı düzenli olarak ödeyeceğine dair güvence vermek.
j) (Ek: 02 Temmuz 2012 tarih 6352/98 madde) Konutunu terk etmemek.
k) (Ek: 02 Temmuz 2012 tarih 6352/98 madde) Belirli bir yerleşim bölgesini terk etmemek.
l) (Ek: 02 Temmuz 2012 tarih 6352/98 madde) Belirlenen yer veya bölgelere gitmemek.
(4) (Ek: 25 Mayıs 2005 tarih 5353/14 madde; Mülga: 02 Temmuz 2012 tarih 6352/98 madde) (Yeniden Düzenleme: 14 Nisan 2020 tarih 7242/15 madde) Maruz kaldığı ağır bir hastalık veya engellilik nedeniyle ceza infaz kurumu koşullarında hayatını yalnız idame ettiremediği 13 Aralık 2004 tarihli ve 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 16. maddesinin 3. fıkrası uyarınca tespit edilen şüpheli ile gebe olan veya doğurduğu tarihten itibaren altı ay geçmemiş bulunan kadın şüphelinin tutuklanması yerine adlî kontrol altına alınmasına karar verilebilir. Hakkında mahkûmiyet hükmü verilmiş ve bu hükümle ilgili olarak istinaf veya temyiz kanun yoluna başvurulmuş olması hâlinde, UYAP kayıtlarını incelemek suretiyle hükmü veren ilk derece mahkemesi de adlî kontrol kararı verebilir.
(5) Hâkim veya Cumhuriyet savcısı (d) bendinde belirtilen yükümlülüğün uygulamasında şüphelinin meslekî uğraşılarında araç kullanmasına sürekli veya geçici olarak izin verebilir (1)
(6) Adlî kontrol altında geçen süre, şahsî hürriyeti sınırlama sebebi sayılarak cezadan mahsup edilemez. Bu hüküm, maddenin 3. fıkrasının (e) bendinde belirtilen hallerde uygulanmaz. (1)
(7) (Ek: 06 Aralık 2006 tarih 5560/19 madde) Kanunlarda öngörülen tutukluluk sürelerinin dolması nedeniyle salıverilenler hakkında (2) adlî kontrole ilişkin hükümler uygulanabilir. (1) ve (2)
Adlî kontrol kararı ve hükmedecek merciler hangileridir?
Madde 110 – (1) Şüpheli, Cumhuriyet savcısının istemi ve sulh ceza hâkiminin kararı ile soruşturma evresinin her aşamasında adlî kontrol altına alınabilir.
(2) Hâkim, Cumhuriyet savcısının istemiyle, adlî kontrol uygulamasında şüpheliyi bir veya birden çok yeni yükümlülük altına koyabilir; kontrolün içeriğini oluşturan yükümlülükleri bütünüyle veya kısmen kaldırabilir, değiştirebilir veya şüpheliyi bunlardan bazılarına uymaktan geçici olarak muaf tutabilir.
DİP NOT: (1) 25 Mayıs 2005 tarihli ve 5353 sayılı Kanunun 14. maddesiyle 3. fıkrasından sonra gelmek üzere (4) numaralı fıkra eklenmiş ve diğer fıkralar buna göre teselsül ettirilmiştir.
(2) 02 Temmuz 2012 tarihli ve 6352 sayılı Kanunun 98. maddesiyle, bu bentte yer alan “1. fıkradaki süre koşulu aranmaksızın” ibaresi madde metninden çıkarılmıştır.
(3) 109. madde ile bu madde hükümleri, gerekli görüldüğünde, görevli ve yetkili diğer yargı mercileri tarafından da, kovuşturma evresinin her aşamasında uygulanır.
Adlî kontrol kararının kaldırılması nasıl gerçekleşir?
Madde 111 – (1) Şüpheli veya sanığın istemi üzerine, Cumhuriyet savcısının görüşünü aldıktan sonra hâkim veya mahkeme 110. maddenin 2. fıkrasına göre 5 gün içinde karar verebilir.
(2) Adlî kontrole ilişkin kararlara itiraz edilebilir.
adalet.tv / hukuk servisi