Adalet Bakanı: Türkiye'de darbeler ve darbe teşebbüsleri muhtıralar devri kapanmıştır

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, "Bu ülkede darbe teşebbüsü ya da darbe, muhtıra, rüyası görenlere böyle rüya gördürmek isteyenlere cesaret verenler ve böyle rüya peşinde koşanlar bilmelidir ki artık Türkiye'de darbeler ve darbe teşebbüsleri muhtıralar devri kapanmıştır." ifadesini kullandı.

Adalet Bakanı: Türkiye'de darbeler ve darbe teşebbüsleri muhtıralar devri kapanmıştır
Editör: adalet.tv
13 Temmuz 2022 - 18:07
Bekir Bozdağ'ın konuşmasından öne çıkanlar: 5 Temmuz 2016’da ülkemizde gerçekleştirilmeye teşebbüs edilen FETÖ terör örgütünün TSK içindeki teröristleri eliyle yapmaya teşebbüs ettiği darbe teşebbüsünün de arefesindeyiz. Cuma günü 15 Temmuz. Bu vesileyle 15 Temmuz'da milletine, devletine, meclisine, hükümetine, vatanına, bayrağına sahip çıkan ve bu mücadeleyi yaparken şahadet şerbetini içen bütün şehitlerimizi ve bu vatan için şahadete koşan tüm şehitlerimizi bir kez daha rahmet, minnet ve dua ile yad ediyorum. Rabbim onların bıraktığı bayrağı, onların hedeflediği noktalara taşımaya bize güç versin, kuvvet versin diye dua ediyorum. Gazilerimize sıhhatli uzun ömürler diliyorum. 15 Temmuz darbe teşebbüsü sırasında Türk milleti Cumhurbaşkanımızın etrafında onun çağrısına uyarak yekvücut olmuş ve darbeye teşebbüs eden FETÖ'cü teröristlere ve onlara güç veren pek çok ülkeye ve karanlık güçlere meydan okumuştur.

Türk milleti bundan yaklaşık 100 yıl önce Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün arkasında, Anadolu'nun dört bir tarafı işgal altındayken, onun çağrısına uyup yedi düvelle mücadele edip, nasıl Anadolu'yu düşmandan temizlemiş, Türk'ün istiklalini ve istikbalini yeniden teminat altına alan adımlar atmışsa, aradan geçen yaklaşık 100 yıl sonra bu sefer Cumhurbaşkanımız. Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın çağrısına uyarak ‘Meydanlara gelin, onlar ne yapacaklarsa yapsınlar halkın gücünün üstünde ben bir güç tanımıyorum’ çağrısıyla meydanları dolduran tankların altına yatan ve helikopterlerden, uçaklardan ölüm yağarken, onlara karşı meydan okuyan otomatik silahlara, tanklara meydan okuyan elleriyle onları durdurmak isteyen aziz milletimiz, Cumhurbaşkanımızın liderliğinde yeniden yedi düvele haddini bildirmiştir.

Çünkü biz biliyoruz ki 15 Temmuz Darbe Teşebbüsü FETÖ'nün TSK içindeki teröristlerinin tek başına yapabileceği bir iş değil. Onlara destek veren, talimat veren, güç veren, lojistik sağlayan ülkeler var, istihbarat örgütleri var, karanlık güçler var. 15 Temmuz'da bu milletin verdiği mücadele sadece FETÖ'cülere karşı değil, onları destekleyen yularını elinde tutan ülkelere ve güçlere karşı mücadeledir.

Yedi düvele karşı verilmiş büyük bir mücadeledir. Eğer Türk milletinin, Cumhurbaşkanımızın liderliğinde verdiği bu demokrasi mücadelesini başka bir millet ya da Tayyip Bey değil de başka bir ülkenin lideri vermiş olsaydı, emin olun o ülkeye ve o ülkenin liderine uluslararası ödüllerden verilmedik ödül kalmazdı. Her ödülü verirlerdi. Nobel Barış Ödülü dahil ne kadar uluslararası nişan, ödül varsa hepsini onlara onları takdim ederlerdi. Ama demokrasi mücadelesini veren Türk halkı, tankların altına yatan kurşunlara karşı şahadete koşar gibi koşan Türk halkı olunca bunlara öncülük eden Türk milletinin lideri Recep Tayyip Erdoğan olunca bu büyük demokrasi mücadelesini, bu büyük zaferi görmezden geldiler, hafife aldılar. Ne yaparlarsa yapsınlar, nasıl bakarlarsa baksınlar. Biz milletimizin ve devletimizin hukukuna sahip çıktık. Bundan sonra da aziz milletimiz hukukuna sahip çıkacağını, dost ve düşman herkese bir kez daha ilan etmiş oldu.

Türkiye üzerine kim ne hesap yapıyorsa şunu iyi bilmeli, bu hesap Türk halkından döner, bu hesaba Türk halkı “Evet” demezse bu hesabı yapanlar yanar. Bu ülkede darbe teşebbüsü ya da darbe ya da muhtara rüyası görenlere böyle rüya gördürmek isteyenlere cesaret verenler ve böyle rüya peşinde koşanlar bilmelidir ki artık Türkiye'de darbeler, darbe teşebbüsleri, muhtıralar devri kapanmıştır. Çünkü Türk milleti, 15 Temmuz'da kendi eliyle bu kapıları tamamen sonuna kadar kapatmıştır. Birileri yeniden açmaya yeltenir ise yine karşısında aziz Türk milletini bulacaktır. Türkiye'nin yürüyüşünü ne terör örgütleri ne de onları yemleyen, destekleyen ülkeler durduramayacaktır. Allah'ın izniyle biz hedeflerimize yedi düvele rağmen yürüyen ve büyük bir cesaretle attığı her adımı atan bir anlayış içerisinde yürümeye devam edeceğiz.

İşte en son gördünüz İsveç ve Finlandiya NATO üyeliği için müracaat ettiğinde Türkiye'mizin Cumhurbaşkanı, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, “Türkiye'nin hassasiyetlerini dikkate almazsanız, Türkiye'nin terörle mücadelesine destek vermezseniz, bunları yazılı taahhüt haline getirmezseniz, biz sizin NATO üyeliğinize ‘evet’ demeyiz” dedi ve bir dünya ayağa kalktı. Sonuçta Türkiye istediğini aldı. Türkiye'ye taahhütleri yazılı bir mutabakatla imza altına alındı. Türkiye ve dünya kamuoyuna açıklandı, şimdi adalet, güvenlik ve istihbarat üzerinden bir izleme komitesi de kuruldu. Acaba verilen bu sözler yerine getiriliyor mu, getirilmiyor mu? Taahhütlere uyuluyor mu, uyulmuyor mu? AK Parti iktidarlarından önce böyle bir taahhüdü siz hiç duydunuz mu? “Biz sizi izleyeceğiz, bak teröristlere, terör örgütlerine desteğiniz devam ederse biz sizin NATO üyeliğinize evet demeyeceğiz bak izleme komitesi de kuruyoruz.” Önüne gelen Türkiye'ye karşı izleme komiteleri kuruyordu şimdi Türkiye başka ülkelerin taahhütlerini yerine getirip getirmediğini denetlemek konusunda izleme komisyonları, komiteleri kuran bir ülke haline geldi.

Ama maalesef bugün ülkemizde bu büyük başarılara sevinmeyi, hükümetlerini takdir etmeyi zül kabul eden maalesef çok yanlış bir siyasal anlayışın da olduğunu görüyoruz. Yahu deseniz ki ne olur, “Cumhurbaşkanımız doğru yaptı, Türkiye doğru yaptı, İsveç ve Finlandiya konusunda Türkiye'nin aldığı kararlar, attığı adımlar doğrudur biz de hükümetin yanındayız” deseniz Türk hükümetinin yaptıklarını takdir edip sevinci paylaşsanız kıyamet mi kopar? Ama maalesef bugün ülkesinin başarılarına sevinmeyen, sevilmeyen bir siyasi anlayış var. Sevinmiyorlar, sevinemiyorlar Cumhur İttifakı'na yazar, AK Parti'ye yazar diye endişe ediyorlar. Oy kaygısıyla milletinin sevincine ortak olamayanlar da sıkıntı var demektir. Böyle bir şey olur mu? Elbette doğalgaz bulunduğu sevinemediler gördüğünüz sevinmek lazım gelmez mi, gelir.

Şimdi Adana'da petrolle ilgili Cumhurbaşkanımız açıklama yaptı altını üstünü nasıl boşa çıkarırız diye uğraşıyorlar. Yahu bir de sevinin doğalgaz bulmuşuz, petrol bulmuşuz, gemilerimiz mavi vatanda gaz ve petrol arayışı yapıyor. Dün böyle bir gücümüz kudretimiz yoktu, biraz sevinin. Ama bakıyorsunuz öküz altında buzağı arayarak her başarıyı küçültmek isteyerek, milletin gözünden kaçırmak isteyerek, çarpıtarak farklı bir noktaya çekmenin gayretini hep gördük, görüyoruz.

Bu gayret Türkiye'ye fayda getirmez. Geçmişte de biz bu yanlış siyaset anlayışının çok bedelini ödedik. Bundan sonra da bu anlayışın bedelini hiç kimse bu millete Allah'ın izniyle ödetemeyecektir çünkü milletimizin sağduyusu her türlü zorluğu aşacak güç ve kudrettedir.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum