Adalet Bakanı gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu
Bakan Gül, yargının gerçek anlamda bağımsızlık ve tarafsızlığının kıymetli olduğunu belirterek, “Adalet, hukuka bağlılık dışında her türlü bağlılığı reddeden hakiki hukukçuların sayesinde tecelli edecektir. Her platformda söyledim, yine söyleyeceğim, yargının yegane ideolojisi adalettir.” dedi.
Editör: adalet.tv
03 Temmuz 2021 - 13:35
"HİÇ KİMSENİN DOSYANIZA, AKLINIZA, VİCDANINIZA TESİR ETMESİNE MESLEK HAYATINIZDA ASLA AMA ASLA MÜSAADE ETMEYİNİZ" - Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, aklını kiraya vermiş, vicdanını hukuk dışında bir merciiye ya da kişiye emanet etmiş kişinin asla ama asla yargı mensubu olamayacağını vurgulayarak, yargının gerçek anlamda bağımsızlık ve tarafsızlığının kıymetli olduğunun altını çizdi.
Adaletin, insanlığın en yüce erdemi olduğunu bildiren Abdulhamit Gül, “Toplumu bir arada tutan ortak değer adalettir. Devletin bütün fonksiyonları gibi yargının da temeli yine millettir. Yargı, milletin yargısıdır, Türk milleti adına karar vermektedir. Yargı ele geçirilecek bir merci değildir, asla ama asla el değmeyecek, el uzatılmayacak bir mercidir. Yargı, adalet arayan herkesin en nihayetinde sığınacağı tek limandır. Bu yönüyle bağımsızlık ve tarafsızlık içinde hiç kimsenin dosyanıza, aklınıza, vicdanınıza tesir etmesine meslek hayatınızda asla ama asla müsaade etmeyiniz. Adaletin tecelli edeceği yer, bağımsız ve tarafsız mahkemelerdir. Millet nezdinde adil karardan daha üstün bir değer yoktur. Adil olmaktan daha kıymetli bir değer yoktur” dedi.
"YARGININ BAĞIMSIZLIĞINI VE TARAFSIZLIĞINI BENİMSEMELİYİZ"
Hukuk devletinde, hakların ve yükümlülüklerin güvencelere bağlı olduğunu dile getiren Bakan Gül, hukuk devletinin, her türlü kamusal faaliyetin sınırını hukukun belirlediği rejim olduğunu vurguladı. Yargının milletin, toplumun ve vatandaşların hukukunu korumada kritik bir görevi yerine getirdiğini ifade eden Bakan Gül, şöyle devam etti:
“Adalet, ancak Anayasa'nın işaret ettiği kurumlar ve kurallarla aranabilir. Bağımsız mahkemelerin vereceği hükme tesir edebilecek, tavsiye veya telkin anlamına gelebilecek dolaylı ve dolaysız her türlü açıklamadan kaçınmak gerekir. Bu, Anayasa'nın bir amir hükmüdür. Adalet, mahkeme salonlarında tecelli eder, hakimin hükmünde hayat bulur. Bunun dışındaki her arayış beyhudedir, büyük yanılgıdır. Hukukun üstünlüğüne inanıyorsak, delilden sanığa giden yargı yolunu benimsemeliyiz, içselleştirmeliyiz. Yargının bağımsızlığını ve tarafsızlığını benimsemeliyiz, içselleştirmeliyiz. Sanığın kesin hüküm olmadan damgalanmama hakkını, mağdurun da mahremiyet ve ifşa edilmeme hakkını benimsemeliyiz, içselleştirmeliyiz." ifadesini kullandı.
Adaletin, insanlığın en yüce erdemi olduğunu bildiren Abdulhamit Gül, “Toplumu bir arada tutan ortak değer adalettir. Devletin bütün fonksiyonları gibi yargının da temeli yine millettir. Yargı, milletin yargısıdır, Türk milleti adına karar vermektedir. Yargı ele geçirilecek bir merci değildir, asla ama asla el değmeyecek, el uzatılmayacak bir mercidir. Yargı, adalet arayan herkesin en nihayetinde sığınacağı tek limandır. Bu yönüyle bağımsızlık ve tarafsızlık içinde hiç kimsenin dosyanıza, aklınıza, vicdanınıza tesir etmesine meslek hayatınızda asla ama asla müsaade etmeyiniz. Adaletin tecelli edeceği yer, bağımsız ve tarafsız mahkemelerdir. Millet nezdinde adil karardan daha üstün bir değer yoktur. Adil olmaktan daha kıymetli bir değer yoktur” dedi.
"YARGININ BAĞIMSIZLIĞINI VE TARAFSIZLIĞINI BENİMSEMELİYİZ"
Hukuk devletinde, hakların ve yükümlülüklerin güvencelere bağlı olduğunu dile getiren Bakan Gül, hukuk devletinin, her türlü kamusal faaliyetin sınırını hukukun belirlediği rejim olduğunu vurguladı. Yargının milletin, toplumun ve vatandaşların hukukunu korumada kritik bir görevi yerine getirdiğini ifade eden Bakan Gül, şöyle devam etti:
“Adalet, ancak Anayasa'nın işaret ettiği kurumlar ve kurallarla aranabilir. Bağımsız mahkemelerin vereceği hükme tesir edebilecek, tavsiye veya telkin anlamına gelebilecek dolaylı ve dolaysız her türlü açıklamadan kaçınmak gerekir. Bu, Anayasa'nın bir amir hükmüdür. Adalet, mahkeme salonlarında tecelli eder, hakimin hükmünde hayat bulur. Bunun dışındaki her arayış beyhudedir, büyük yanılgıdır. Hukukun üstünlüğüne inanıyorsak, delilden sanığa giden yargı yolunu benimsemeliyiz, içselleştirmeliyiz. Yargının bağımsızlığını ve tarafsızlığını benimsemeliyiz, içselleştirmeliyiz. Sanığın kesin hüküm olmadan damgalanmama hakkını, mağdurun da mahremiyet ve ifşa edilmeme hakkını benimsemeliyiz, içselleştirmeliyiz." ifadesini kullandı.
FACEBOOK YORUMLAR