Adalet Bakanı: bu ülkede hiçbir kadın yalnız değildir
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç: "Bu ülkede hiçbir kadın yalnız değildir, hukuk onların yanındadır"
Editör: adalet.tv
01 Kasım 2023 - 16:40
Aile hukuku ve aile hukukundan kaynaklanan uyuşmazlıkların yargı sisteminde önemli bir yer tuttuğunu dile getiren Tunç, 2003'ten bu yana faaliyet gösteren aile mahkemelerinde alınan kararların, kadınların, çocukların ve diğer aile üyelerinin hayatlarını önemli oranda etkilediğine dikkati çekti.
Sempozyumda aile mahkemelerinin etkinliğinin artırılması konusunda aile hukukuna ilişkin konuların değerlendirileceğini aktaran Tunç, Anayasa'nın 41. maddesinde ailenin, Türk toplumunun temeli olduğunun ve eşler arasında eşitliğe dayandığının ifade edildiğini, 2010'daki değişiklikle de maddeye ailenin geleceği olan çocukların korunmasının da eklendiğini kaydetti.
Aile hukuku alanında uygulamaya dair ihtiyaçların giderilmesinin öncelikli gündem maddesi olduğunu anlatan Tunç, son 21 yılda aile hukuku alanında Anayasal düzeyde önemli ilerlemelerin sağlandığını anımsattı.
Yapılan düzenlemelerden birinin, 2020'deki Adli Destek ve Mağdur Hizmetleri Dairesi Başkanlığının kurulması olduğunu vurgulayan Tunç, düzenlemenin, çocuklar ve kadınlar başta olmak üzere adli süreçte yer alan suç mağdurlarının korunmasını amaçladığını ifade etti.
Dördüncü Yargı Paketiyle Türk Ceza Kanunu'nda yapılan değişiklik sonrası "eşe karşı işlenen kasten öldürme, kasten yaralama, eziyet, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma" suçlarının, boşanılan eşi de kapsadığını belirten Tunç, bu suçların kadına karşı işlenmesi halinin cezada ağırlatıcı neden olarak kabul edildiğini söyledi.
Bakan Tunç, kadınların haklarını koruma konusunda hassas olduklarını kaydederek, şunları paylaştı:
"Bu ülkede hiçbir kadın yalnız değildir, hukuk onların yanındadır, adaletin kapısı onların yanındadır, Bakanlığımız onların yanındadır. Tek bir kadının, tek bir annenin dahi şiddete, haksızlığa uğratılmasına, onurunun kırılmasına asla ve asla tahammülümüz yoktur, olmayacaktır. Aynı zamanda hassas olduğumuz diğer konu da çocuk hakları ve çocukların korunmasıdır. Son 21 yılda, kadınlarımızda olduğu gibi, geleceğimiz olan çocuklarımızın haklarını genişleten birçok yeniliği hayata geçirdik. Bundan sonra da hayata geçirmeye devam edeceğiz."
Çocuk görüşme merkezlerinde 122 binden fazla işlem
Adalet Bakanı Tunç, son dönemde çocukların üstün yararını gözeterek çeşitli uygulamaları hayata geçirdiklerini dile getirdi.
Bu uygulamalardan birinin çocuk tesliminin icra yoluyla değil Adli Destek ve Mağdur Hizmetleri Daire Başkanlığı bünyesinde gerçekleştirilmesi olduğunu anımsatan Tunç, herkesin yüreğini sızlatan çocuk teslimi görüntülerinin son bulduğunu söyledi.
Tunç, "Bu uygulamayla 592 adliye çevresinde 792 çocuk görüşme merkezi faaliyetine devam ediyor. Şu ana kadar çocuk görüşme merkezinde 1724 çocuk teslimi ve 17 bin 353 kişisel ilişki dosyası olmak üzere toplamda 19 bin 77 dosyada 122 bin 518 işlem gerçekleştirildiğini görüyoruz." bilgisini verdi.
Arabuluculukta 3 milyondan fazla uzlaşma
Yılmaz Tunç, alternatif çözüm yollarının hayata geçirilmesi adına çalışmaların sürdüğünü, bu kapsamda arabuluculuk sisteminin daha da yaygınlaştırılmasını sağlamaya çalıştıklarını bildirdi.
Arabuluculuk kapsamına son olarak kira uyuşmazlıklarının alındığını hatırlatan Tunç, "Bugüne kadar arabuluculuk sistemimizde 4 milyondan fazla dosyadan 3 milyondan fazlasının uzlaşmayla, anlaşmayla sonuçlandığını görüyoruz. Son olarak devreye aldığımız kira uyuşmazlıklarında da anlaşma oranının anlaşmamadan fazla olduğunu görüyoruz." dedi.
"Toplumu güçlendirebilmek için güçlü aile gerekir"
Sempozyumda ele alınacak konulardan birinin de aile uyuşmazlıklarında arabuluculuk olduğunu aktaran Tunç, "Bunu da artık ülke olarak tartışmak zorundayız." ifadesini kullandı.
Kadına yönelik şiddetin kırmızı çizgi olduğunu söyleyen Tunç, "Kadına yönelik şiddetle ilgili konuların arabuluculuk konusu yapılamayacağı noktasındaki hassasiyetimizi korumaya devam ediyoruz." sözlerini sarf etti.
Boşanma hukukundaki temel yaklaşımın "çocuğun üstün yararının gözetilmesi" olduğunu belirten Tunç, Cumhuriyet'in ikinci yüzyılına aile konusuyla başladıklarına dikkati çekti.
Tunç, "Toplumu güçlendirmek bizim öncelikli hedefimiz. Toplumu güçlendirebilmek için güçlü aile gerekir, güçlü aile için de iyi yetişen, korunan çocuk gerekir. O nedenle çocuğun üstün yararının, yargılama süreçlerinde korunması, en temel yaklaşımımızdır." değerlendirmesinde bulundu.
Bakan Tunç, boşanma davalarının uzun sürmesi halinde tarafların mağdur olduğunu dile getirerek, "Makul sürede yargılanma hakkını ihlal edecek şekilde, uzun süren boşanma davalarının önüne geçecek tedbirlerin alınması, önceliğimizi oluşturmaktadır." diye konuştu.
"Aile, Türk toplumunun temeli"
Türkiye Adalet Akademisi Başkanı Muhittin Özdemir, sempozyumdaki konuşmasında, ailenin, Türk toplumunun temeli olduğunu, Türkiye'de ailenin korunması adına anayasal ve yasal düzenlemelerin var olduğunu anımsattı.
Aile mahkemelerinin kararlarının sadece yargı sektörünü değil tüm toplumu ilgilendirdiğini vurgulayan Özdemir, sosyal yaşamdaki değişimlerin aileyi de etkilediğini, sempozyumun konuları arasında aile hukuku alanındaki güncel sorunların da bulunduğunu dile getirdi.
Sempozyumda aile mahkemelerinin etkinliğinin artırılması konusunda aile hukukuna ilişkin konuların değerlendirileceğini aktaran Tunç, Anayasa'nın 41. maddesinde ailenin, Türk toplumunun temeli olduğunun ve eşler arasında eşitliğe dayandığının ifade edildiğini, 2010'daki değişiklikle de maddeye ailenin geleceği olan çocukların korunmasının da eklendiğini kaydetti.
Aile hukuku alanında uygulamaya dair ihtiyaçların giderilmesinin öncelikli gündem maddesi olduğunu anlatan Tunç, son 21 yılda aile hukuku alanında Anayasal düzeyde önemli ilerlemelerin sağlandığını anımsattı.
Yapılan düzenlemelerden birinin, 2020'deki Adli Destek ve Mağdur Hizmetleri Dairesi Başkanlığının kurulması olduğunu vurgulayan Tunç, düzenlemenin, çocuklar ve kadınlar başta olmak üzere adli süreçte yer alan suç mağdurlarının korunmasını amaçladığını ifade etti.
Dördüncü Yargı Paketiyle Türk Ceza Kanunu'nda yapılan değişiklik sonrası "eşe karşı işlenen kasten öldürme, kasten yaralama, eziyet, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma" suçlarının, boşanılan eşi de kapsadığını belirten Tunç, bu suçların kadına karşı işlenmesi halinin cezada ağırlatıcı neden olarak kabul edildiğini söyledi.
Bakan Tunç, kadınların haklarını koruma konusunda hassas olduklarını kaydederek, şunları paylaştı:
"Bu ülkede hiçbir kadın yalnız değildir, hukuk onların yanındadır, adaletin kapısı onların yanındadır, Bakanlığımız onların yanındadır. Tek bir kadının, tek bir annenin dahi şiddete, haksızlığa uğratılmasına, onurunun kırılmasına asla ve asla tahammülümüz yoktur, olmayacaktır. Aynı zamanda hassas olduğumuz diğer konu da çocuk hakları ve çocukların korunmasıdır. Son 21 yılda, kadınlarımızda olduğu gibi, geleceğimiz olan çocuklarımızın haklarını genişleten birçok yeniliği hayata geçirdik. Bundan sonra da hayata geçirmeye devam edeceğiz."
Çocuk görüşme merkezlerinde 122 binden fazla işlem
Adalet Bakanı Tunç, son dönemde çocukların üstün yararını gözeterek çeşitli uygulamaları hayata geçirdiklerini dile getirdi.
Bu uygulamalardan birinin çocuk tesliminin icra yoluyla değil Adli Destek ve Mağdur Hizmetleri Daire Başkanlığı bünyesinde gerçekleştirilmesi olduğunu anımsatan Tunç, herkesin yüreğini sızlatan çocuk teslimi görüntülerinin son bulduğunu söyledi.
Tunç, "Bu uygulamayla 592 adliye çevresinde 792 çocuk görüşme merkezi faaliyetine devam ediyor. Şu ana kadar çocuk görüşme merkezinde 1724 çocuk teslimi ve 17 bin 353 kişisel ilişki dosyası olmak üzere toplamda 19 bin 77 dosyada 122 bin 518 işlem gerçekleştirildiğini görüyoruz." bilgisini verdi.
Arabuluculukta 3 milyondan fazla uzlaşma
Yılmaz Tunç, alternatif çözüm yollarının hayata geçirilmesi adına çalışmaların sürdüğünü, bu kapsamda arabuluculuk sisteminin daha da yaygınlaştırılmasını sağlamaya çalıştıklarını bildirdi.
Arabuluculuk kapsamına son olarak kira uyuşmazlıklarının alındığını hatırlatan Tunç, "Bugüne kadar arabuluculuk sistemimizde 4 milyondan fazla dosyadan 3 milyondan fazlasının uzlaşmayla, anlaşmayla sonuçlandığını görüyoruz. Son olarak devreye aldığımız kira uyuşmazlıklarında da anlaşma oranının anlaşmamadan fazla olduğunu görüyoruz." dedi.
"Toplumu güçlendirebilmek için güçlü aile gerekir"
Sempozyumda ele alınacak konulardan birinin de aile uyuşmazlıklarında arabuluculuk olduğunu aktaran Tunç, "Bunu da artık ülke olarak tartışmak zorundayız." ifadesini kullandı.
Kadına yönelik şiddetin kırmızı çizgi olduğunu söyleyen Tunç, "Kadına yönelik şiddetle ilgili konuların arabuluculuk konusu yapılamayacağı noktasındaki hassasiyetimizi korumaya devam ediyoruz." sözlerini sarf etti.
Boşanma hukukundaki temel yaklaşımın "çocuğun üstün yararının gözetilmesi" olduğunu belirten Tunç, Cumhuriyet'in ikinci yüzyılına aile konusuyla başladıklarına dikkati çekti.
Tunç, "Toplumu güçlendirmek bizim öncelikli hedefimiz. Toplumu güçlendirebilmek için güçlü aile gerekir, güçlü aile için de iyi yetişen, korunan çocuk gerekir. O nedenle çocuğun üstün yararının, yargılama süreçlerinde korunması, en temel yaklaşımımızdır." değerlendirmesinde bulundu.
Bakan Tunç, boşanma davalarının uzun sürmesi halinde tarafların mağdur olduğunu dile getirerek, "Makul sürede yargılanma hakkını ihlal edecek şekilde, uzun süren boşanma davalarının önüne geçecek tedbirlerin alınması, önceliğimizi oluşturmaktadır." diye konuştu.
"Aile, Türk toplumunun temeli"
Türkiye Adalet Akademisi Başkanı Muhittin Özdemir, sempozyumdaki konuşmasında, ailenin, Türk toplumunun temeli olduğunu, Türkiye'de ailenin korunması adına anayasal ve yasal düzenlemelerin var olduğunu anımsattı.
Aile mahkemelerinin kararlarının sadece yargı sektörünü değil tüm toplumu ilgilendirdiğini vurgulayan Özdemir, sosyal yaşamdaki değişimlerin aileyi de etkilediğini, sempozyumun konuları arasında aile hukuku alanındaki güncel sorunların da bulunduğunu dile getirdi.
FACEBOOK YORUMLAR